Ceza Hukuku Archives - Selçuklu Hukuk Bürosu https://www.selcukluhukuk.com/category/calisma-alanlarimiz/ceza-hukuku/ Selçuklu Hukuk Bürosu Tue, 25 Feb 2025 14:24:22 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.8.1 https://www.selcukluhukuk.com/wp-content/uploads/2022/10/cropped-pngturkuaz-32x32.png Ceza Hukuku Archives - Selçuklu Hukuk Bürosu https://www.selcukluhukuk.com/category/calisma-alanlarimiz/ceza-hukuku/ 32 32 MEMURİYETTEN ÇIKARMA (MEMURİYETTEN ATILMA) CEZASI https://www.selcukluhukuk.com/memuriyetten-cikarma-memuriyetten-atilma-cezasi/ Fri, 21 Feb 2025 07:11:45 +0000 https://www.selcukluhukuk.com/?p=2759 Memuriyetten Atılma (Çıkarılma) Cezası Nedir? Memuriyetten atılma, bir kamu görevlisinin, idarenin disiplin sürecinin sonunda hakkında verilen bir disiplin cezasıdır. 657 sayılı Kanun’un md. 125 hükmünde bu cezanın adı Devlet Memurluğundan Çıkarma Cezası olarak düzenlenmiştir. Bir kamu görevlisi hakkında memuriyetten çıkarılma cezasının verilmesi durumunda, bu kişinin kurumu ile ilişiği kesilir. Artık başka bir kamu görevinde istihdam [...]

The post MEMURİYETTEN ÇIKARMA (MEMURİYETTEN ATILMA) CEZASI appeared first on Selçuklu Hukuk Bürosu.

]]>

Memuriyetten Atılma (Çıkarılma) Cezası Nedir?

Memuriyetten atılma, bir kamu görevlisinin, idarenin disiplin sürecinin sonunda hakkında verilen bir disiplin cezasıdır.

657 sayılı Kanun’un md. 125 hükmünde bu cezanın adı Devlet Memurluğundan Çıkarma Cezası olarak düzenlenmiştir.

Bir kamu görevlisi hakkında memuriyetten çıkarılma cezasının verilmesi durumunda, bu kişinin kurumu ile ilişiği kesilir.

Artık başka bir kamu görevinde istihdam edilemez.

Memurluktan Çıkarma Cezası (Devlet Memurluğundan Atılma Cezası) Gerektiren Durumlar Nelerdir?

Memuriyetten çıkarma cezasını gerektiren suç ve eylem tipleri 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun md. 125 hükmünde sıralanmıştır. Bunlar şu şekildedir:

  1. a) İdeolojik veya siyasi amaçlarla kurumların huzur, sükün ve çalışma düzenini bozmak, boykot, işgal, kamu hizmetlerinin yürütülmesini engelleme, işi yavaşlatma ve grev gibi eylemlere katılmak veya bu amaçlarla toplu olarak göreve gelmemek, bunları tahrik ve teşvik etmek veya yardımda bulunmak,
  2. b) Yasaklanmış her türlü yayını veya siyasi veya ideolojik amaçlı bildiri, afiş, pankart, bant ve benzerlerini basmak, çoğaltmak, dağıtmak veya bunları kurumların herhangi bir yerine asmak veya teşhir etmek,
  3. c) Siyasi partiye girmek,
  4. d) Özürsüz olarak bir yılda toplam 20 gün göreve gelmemek,
  5. e) Savaş, olağanüstü hal veya genel afetlere ilişkin konularda amirlerin verdiği görev veya emirleri yapmamak,
  6. f)  Amirlerine, maiyetindekilere ve iş sahiplerine fiili tecavüzde bulunmak,
  7. g) Memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareketlerde bulunmak,
  8. h) Yetki almadan gizli bilgileri açıklamak,

ı) Siyasi ve ideolojik eylemlerden arananları görev mahallinde gizlemek,

  1. j) Yurt dışında Devletin itibarını düşürecek veya görev haysiyetini zedeleyecek tutum ve davranışlarda bulunmak,
  2. k) 5816 sayılı Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkındaki Kanuna aykırı fiilleri işlemek.
  3. l) Terör örgütleriyle eylem birliği içerisinde olmak, bu örgütlere yardım etmek, kamu imkân ve kaynaklarını bu örgütleri desteklemeye yönelik kullanmak ya da kullandırmak, bu örgütlerin propagandasını yapmak.

Memurun Özel Hayatı Nedeniyle Meslekten Çıkarılmasına Karar Verilebilir mi?

Kural olarak memurun özel hayatındaki tavır ve davranışları onun hakkında devlet memurluğundan çıkarma cezası verilmesi için yeterli değildir. Bunun için, ilgili hayat tarzının kamu görevinin ifası üzerinde olumsuz bir etkisinin olması gerekmektedir. Aksi durumda, bu yönde verilecek bir disiplin cezasının iptal edilmesi söz konusu olacaktır. Örneğin: (Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, E. 2018/2236, K. 2019/3666, K.T: 11.09.2019)

“Dava konusu Yargıtay Yönetim Kurulunun 15/03/2013 tarih ve 92 sayılı kararının, davacının kınama cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin kısmına yönelik olarak Anayasa Mahkemesinin 18/07/2019 tarih, Başvuru No:2016/7091 sayılı kararında; “…başvurucunun evli olduğunu bildiği kişiyle ilişkisini iş ortamına yansıtarak alenileştirdiği ve özel hayatına ilişkin konuları meslek hayatına olumsuz şekilde yansıttığı, diğer bir ifade ile kamu hizmetinin gereği gibi yürütülmesine engel olduğu yönünde herhangi bir tespit bulunmamaktadır. Bu hususun aksini gösterir bir bilgi idari veya yargısal sürece de yansımamıştır. Dolayısıyla Anayasa Mahkemesince farklı yönde değerlendirme yapılmasını gerektiren bir durum söz konusu değildir. Bu durumda başvurucunun evli bir kişiyle ilişki yaşaması şeklindeki özel hayatına dair eylemlerinin disiplin soruşturması sonucu kınama cezası ile cezalandırılmasının ve memuriyetten çıkarılmasının temelini oluşturduğu, başka bir deyişle başvurucunun kınama cezası ile cezalandırılmasında özel hayatı kapsamındaki davranışlarının belirleyici olduğu görülmektedir. Böyle bir müdahale olduğunda derece mahkemelerinin gerekçelerinin bireyin özel hayatına müdahaleyi haklı kılacak yeterlilikte olması zaruridir. Oysa Mahkemece söz konusu eylem ve davranışların başvurucunun mesleki hayatı -aday memur olarak görev yaptığı kurum- üzerindeki olumsuz etkileri ve riskleri ikna edici gerekçelerle açıklanmamıştır. Dolayısıyla inceleme konusu soruşturma ve yargılama kapsamında başvurucunun eylemlerinin mesleğine bir etkisinin bulunduğunun ortaya konulamadığı değerlendirilmektedir.” denilerek, davacının Anayasa’nın 20. maddesinde güvence altına alınan özel hayata saygı hakkının ihlal edildiğine karar verildiğinden karar bozulmuştur.”

Memuriyete Engel Suçlar Ve Cezalar Nelerdir?

657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun md. 48 hükmünde bir kamu görevlisi olmak için aranan şartlar sayılmıştır. Bunlar arasında şu hüküm yer almaktadır:

“Türk Ceza Kanununun 53 üncü maddesinde belirtilen süreler geçmiş olsa bile; kasten işlenen bir suçtan dolayı bir yıl veya daha fazla süreyle hapis cezasına ya da affa uğramış olsa bile devletin güvenliğine karşı suçlar, Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama veya kaçakçılık suçlarından mahkûm olmamak.”

Buna göre şu durumlar memuriyete engeldir:

  • Asgari 1 Yıl Hapis Cezasına Hükmedilmiş Olması (HAGB hariç)
  • Affa uğramış olsa bile devletin güvenliğine karşı suçlar, Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama veya kaçakçılık suçlarından mahkûmiyet

Suçun İnfazı Sürecinde Devlet Memurluğu Yapma Yasağı Var mı?

TCK md. 53 hükmüne göre, kasten işlenen bir suçtan dolayı verilen hapis cezasının infazı sürecinde mahkeme, kamu haklarının kullanımından mahrum bırakmaktadır. Buna göre, bu kamu hakları arasında şunlar yer almaktadır:

  1. a) Sürekli, süreli veya geçici bir kamu görevinin üstlenilmesinden; bu kapsamda, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliğinden veya Devlet, il, belediye, köy veya bunların denetim ve gözetimi altında bulunan kurum ve kuruluşlarca verilen, atamaya veya seçime tabi bütün memuriyet ve hizmetlerde istihdam edilmekten,
  2. b) Seçme ve seçilme ehliyetinden (Anayasa Mahkemesinin iptal kararı nedeniyle uygulanmamaktadır.1),
  3. c) Velayet hakkından; vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan,
  4. d) Vakıf, dernek, sendika, şirket, kooperatif ve siyasi parti tüzel kişiliklerinin yöneticisi veya denetçisi olmaktan,
  5. e) Bir kamu kurumunun veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşunun iznine tabi bir meslek veya sanatı, kendi sorumluluğu altında serbest meslek erbabı veya tacir olarak icra etmekten,

Yoksun bırakılır.

Dolayısıyla, cezanın infazı sürecinin doğal bir sonucu olarak, mahkûm, memuriyet yapamaz.

Bazı suçlar bakımından kısa süreli hapis cezası verilebilir. BU ceza ertelenebilir. TCK md. 53/4 hükmüne göre Kısa süreli hapis cezası ertelenmiş veya fiili işlediği sırada onsekiz yaşını doldurmamış olan kişiler hakkında birinci fıkra hükmü uygulanmaz.

Dolayısıyla alınan 1 yıl veya daha az süreli hapis cezasının ertelenmesi durumunda kişinin memuriyetine engel bir durum söz konusu olmayacaktır.

Taksirli Suç Nedeniyle Memurun Görevden Uzaklaştırılması Ve Görevine İadesi

Yukarıda görüldüğü üzere, kamu görevinden mahrum bırakma, kasten işlenen suçlar bakımından geçerlidir. Buna karşın, taksirle işlenen suçlar bakımından kanun koyucu bir engel öngörmemiştir. Taksirden kasıt ise taksir ve bilinçli taksir ile işlenen suçlardır.

Buradaki istisna şudur ki, TCK md. 53/6 hükmüne göre, Belli bir meslek veya sanatın ya da trafik düzeninin gerektirdiği dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla işlenen taksirli suçtan mahkûmiyet halinde, üç aydan az ve üç yıldan fazla olmamak üzere, bu meslek veya sanatın icrasının yasaklanmasına ya da sürücü belgesinin geri alınmasına karar verilebilir. Yasaklama ve geri alma hükmün kesinleşmesiyle yürürlüğe girer ve süre, cezanın tümüyle infazından itibaren işlemeye başlar.

Memur Hakkında Görülmekte Olan Ceza Davasının Sonucu Beklenmeli Midir?

657 sayılı Kanun’a göre kişi hakkında, işlediği iddia edilen fiil dolayısıyla yürütülen disiplin süreci bakımından, ceza davasının sonuçlanmasının beklenmesi zorunlu değildir. Zira idari süreç ve adli süreç birbirinden farklıdır. Buna karşın, eğer disiplin kurulunun olayı değerlendirebilmesi için, memurun eyleminin kusur durumunu tespit etmesi gerekiyor ve bunun için de yargı kararının kesinleşmesi gerekli ise, bu durumda yargı kararının kesinleşmesi beklenmelidir.

Zira, Danıştay’a göre: (Danıştay 12. Dairesi, E. 2021/5245, K. 2023-545 Karar Tarihi:14.02.2023

Bir memura isnat olunan disiplin cezasına konu fiillerin, Türk Ceza Kanunu hükümlerine göre cezalandırılmasının gerekli olması durumunda, disiplin cezası hakkında karar verilmesi için mevcut deliller yeterli görülmeyerek ceza mahkemesi kararına ihtiyaç duyulduğu kanaati hasıl olmuş ise, disiplin cezasına konu fiilin hukuki denetiminden önce ceza mahkemesi kararının kesinleşmesinin beklenmesi gerekmektedir.

Uyuşmazlık konusu olayda; disiplin cezasına konu fiillerin aynı zamanda Türk Ceza Kanunu kapsamında da suç olması nedeniyle, davacının Çocuğun cinsel istismarı(Teşebbüs) suçundan yargılandığı … Ağır Ceza Mahkemesinin …tarih ve E:…, K:… sayılı (4 yıl, 8 ay, 7 gün) mahkumiyet kararının, … Ceza Dairesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile bozulduğu; bozma kararı üzerine, … Ağır Ceza Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla davacının üzerine atılı suçu işlediğinin sabit olmaması nedeniyle beraatine karar verildiği ve bu kararın istinaf yoluna başvurulmaksızın 05/04/2022 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.

Bu durumda; davacının disiplin cezasına konu eylemlerinin karşılığında verilen disiplin cezası irdelenirken, ceza hukuku yönüyle suç tipinin hukuki nitelendirmesini yapacak olan Ağır Ceza Mahkemesinin kararının göz önünde bulundurulması önem arz ettiğinden, ceza yargılaması sonucu beklenilmeksizin karara bağlanmış olan uyuşmazlık hakkında, sözü edilen beraat kararı da değerlendirilmek suretiyle yeniden bir karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmış olup, İdare Mahkemesi kararında hukuka uyarlık bulunmamaktadır.”

Hapis Cezasının Ertelenmesinin Memuriyete Etkisi

Hapis cezasının ertelenmesi, mahkeme kararıyla sanık hakkında hapis cezasına hükmedilmesi fakat bu cezanın infazının ertelenmesidir. Ertelenecek süre dolduğunda, hapis cezası infaz edilmiş sayılır.

Dolayısıyla kural olarak kişi hapis cezası almış ve bu hapis cezası infaz edilmiştir. O halde, kişiye, bu hapis cezası infaz edilmiş gibi muamele edilir. Dolayısıyla kasten işlenen suçlardan dolayı bir yıl ve üzeri hapis cezası alan ya da affa uğrasa bile 657 s. Kanun md. 48’de yer alan suçlardan birinden mahkûmiyet alanın cezası ertelenmiş olsa bile bu durum memuriyete engeldir.

Fakat, TCK md. 53/4’e göre Kısa süreli hapis cezası ertelenmiş veya fiili işlediği sırada onsekiz yaşını doldurmamış olan kişiler hakkında birinci fıkra hükmü uygulanmaz.

Memur Hakkında Ceza Mahkemesi Tarafından Beraat Kararı Verilmesi

Disiplin Kurulu, dosyadaki eylemleri bağımsız şekilde değerlendirebilir ve memurun ilgili eylemlerini 657 sayılı Kanun kapsamında değerlendirdikten sonra Devlet Memurluğundan Çıkarma Cezası verebilir. Bu durum ceza mahkemesinin verdiği beraat kararı bakımından da geçerlidir. Şöyle ki;

Beraat kararı, sanığın,;

  1. Yüklenen fiilin kanunda suç olarak tanımlanmamış olması,
  2. Yüklenen suçun sanık tarafından işlenmediğinin sabit olması,
  3. Yüklenen suç açısından failin kast veya taksirinin bulunmaması,
  4. Yüklenen suçun sanık tarafından işlenmesine rağmen olayda bir hukuka uygunluk nedeninin bulunması,
  5. Yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması hallerinde beraat kararı verilecektir

Bunlardan 1., 2. ve 3. Kriter bakımından disiplin kurulu memuriyetten çıkarma cezası veremez. Zira eylemin memur tarafından işlenmediği açıktır.

Danıştay’a göre: (Danıştay 10. Dairesi, E. 1987/1637 K. 1989/1877 ve 26.10.1989 tarihli kararı.)

“Bir kamu görevlisinin üzerine atılı disiplin suçu aynı zamanda ceza yasasına göre de suç niteliğinde ise ve ceza yargılaması sonucunda suçun unsurlarının oluşmadığı…gerekçesiyle ilgili beraat etmişse, bu beraat kararının disiplin hukuku yönünden de bağlayıcı nitelikte olacağı açıktır.”

Fakat diğer kriterler bakımından somut olayın şartlarına göre ve DMK md. 125’e göre bir değerlendirme yapacaktır. Örneğin delil yetersizliği nedeniyle verilen beraat kararları bakımından disiplin kurulu bağımsız bir değerlendirme yaparak devlet memuriyetinden çıkarma cezası verebilir (Danıştay 10. Dairesi, E. 1987/2015 K. 1987/1721 ve 27.10.1987). Örneğin Danıştay’a göre; (Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, E. 2010/1391 K. 2011/273 ve 21.4.2011 tarihli kararı)

““…ceza yargılaması yönünden delil yetersizliğine bağlı olarak verilen bu hükmün, yapılan soruşturma sonucu sübuta eren memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareketlerde bulunma eylemini ortadan kaldırmadığı, söz konusu kararda isnat edilen eylemlerin kesin olarak davacı tarafından gerçekleştirilmediği yönünde bir belirleme olmadığı, sadece davacının ceza hukuku yönünden cezalandırılabilmesi için kasetin yeterli delil olamayacağının hüküm altına alındığı; dolayısıyla anılan Ceza Mahkemesi kararının davacının disiplin cezası ile cezalandırılması açısından bağlayıcı olmadığı” şeklinde verilen idare mahkemesi kararı davayı inceleyen İDDK tarafından usul ve yasaya uygun bulunmuş ve onanmıştır”

Ancak bu durumda dahi idare ve idari yargının temel hak ve özgürlüklerin korunması ve memurun haklarının sınırlandırılmasında ölçülü olması gerektiği açıktır. Danıştay bu noktada, delil yetersizliği olsa bile devlet memuriyetinden çıkarmaya temkinli yaklaşmaktadır: (Danıştay 16. Dairesi, E. 2015/14258, K. 2015/4219 ve 1.7.2015 tarihli kararı)

“26.04.2011 tarihinde mahkeme hâkimi ve bir zabıt kâtibi tarafından düzenlenen tutanak ile 25.04.2011 tarihinde kaydedilen kamera görüntüsünde, öğle arası olması sebebiyle diğer bir zabıt kâtibinin masasındaki klavyesinin altına duran pulları davacının alarak kendi odasına götürdüğünün tespit edildiği, davacının disiplin soruşturmasına konu eylemi sebebiyle hakkında zimmet suçundan dolayı yargılandığı İzmir 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 22.02.2012 tarih ve E:2011/332, K:2012/55 Sayılı kararı ile davacının 2 yıl 7 ay 7 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, davacı tarafından temyiz edilen kararın Yargıtay 5. Dairesinin 04.04.2013 tarih ve E:2012/1528, K:2013/2735 Sayılı kararı ile bozulması üzerine aynı Mahkemenin 28.01.2014 tarih ve E:2013/183, K:2014/34 Sayılı kararıyla yine mahkûmiyetine karar verildiği, bu kararın da Yargıtay 5. Dairesinin 10.07.2014 tarih ve E:2014/4482, K:2014/7580 Sayılı kararı ile bozulması üzerine aynı Mahkemenin 25.11.2014 tarih ve E:2014/268, K:2014/504 Sayılı kararı ile davacının, 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 223/2-e maddesi uyarınca “yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması” gerekçesiyle beraatine karar verildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, gizli kamera yerleştirmek suretiyle yasaya aykırı şekilde elde edilmiş kayıtların tek başına delil niteliğinin olmadığı, yaklaşık üç yıl boyunca davacıya isnat edilen suçtan dolayı kuşku duydukları halde kalem personeli ve hâkiminin kaybolan pullara dair herhangi bir tespit yapmadığı, konuyu yetkili makamlara taşımadıkları, tanık ifadelerinin görgüye dayalı olmayan, şüphe ve varsayıma dayanan ifadeler olduğu, bu ifadelerden davacının fi ilinin sübuta erip ermediğinin tespitinin mümkün olmadığı, kaldı ki yargılandığı ceza davasında, davacının 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 223/2-e maddesi uyarınca “yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması” gerekçesiyle beraat e iği göz önüne alındığında, davaya konu işlemde hukuka uyarlık, davanın reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararında da hukuki isabet bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Açıklanan nedenle, davacının temyiz isteminin kabulüyle, İzmir 2. İdare Mahkemesi’nin 07.03.2014 tarih ve E:2013/1276, K:2014/373 Sayılı kararının, 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi uyarınca bozulmasına…”

Dolayısıyla somut olayın şartları, belirleyici olacaktır.

Memurun Fiili İle İlgili Olarak Açılan Davadaki Suçtan Beraat Kararı Verilmiş Olsa da Başka Bir Suçun Unsurlarını Oluşturması Durumu

Disiplin süreci bağımsız bir süreç olduğundan, eğer memur hakkında yürütülen davadaki tanık ifadeleri, bilirkişi raporu ya da diğer evrak, memurun eyleminin açılan dava kapsamında beraate konu olduğunu fakat başka bir suçun işlendiğini ortaya koymakta ise, bu durumda disiplin kurulu, devlet memurluğundan çıkarma cezası verebilir.

Danıştay’a göre de bu durum bu şekildedir. Örneğin: (T.C. Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, E. 2020/951, K. 2021/369, K. T. 25.02.2021)

Her ne kadar davacı fillerinin rüşvet suçunu oluşturmadığı Ağır Ceza Mahkemesi kararıyla ortaya konulmuş ise de; yetkili olmadığı işleri yapma vaadiyle menfaat temin etme ve görevi kötüye kullanma fillerinin dava dosyasında yer alan rapor ve tanık ifadeleri ile sübuta erdiği ve ceza yargılamasında yer alan bilgi-belgeler de dikkate alındığında, söz konusu eylemlerinin 657 sayılı Kanun’un 125/E-(g) maddesinde belirtilen “memuriyetle bağdaşmayacak şekilde yüz kızartıcı ve utanç verici hareket” kapsamına girdiği sonucuna varıldığından, davacının, Devlet memurluğundan çıkarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık görülmemiştir.”

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB) Memurluğa Etkisi

Ceza mahkemesi tarafından, kişi aleyhine, Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB) kararı verilebilir.

HAGB, bir kişinin işlediği suçun cezasının 2 yıl veya daha az hapis cezası olması durumunda, eğer mahkûmiyet alanın daha önce bir suç kaydı yoksa ve mahkemede gösterdiği tutum ve davranışlar suçtan dolayı pişman olduğunu göstermekte ise, mahkeme tarafından kurulan bir hükümdür.

Bu hükme göre, kişi adına bir hapis cezasına hükmedilse de bu hüküm 5 yıl süre ile infaz edilmez. Bu süre zarfında kişi başka bir suç işlemez ise, HAGB aldığı suçu da hiç işlememiş sayılır.

Memuriyetten çıkarma bakımından, HAGB’nin etkisi iki türlüdür.

Bunlardan ilki şudur ki;

  • Disiplin Kurulunun Memuriyetten Çıkarma Kararı Vermesi İhtimali Vardır: Disiplin kurulu, dava dosyasını inceler ve söz konusu suça konu eylemlerin sanık tarafından işlendiğine kanaat getirir ise ve bu eylemlerin memuriyet ile bağdaşmadığını (657 s. Kanun md. 125’te yer alan kriterlere göre) kararlaştırır ise, devlet memurluğundan çıkarma cezasına karar verebilir. Örneğin, HAGB kararı, ilgili memurun etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanması neticesinde
  • Disiplin Kurulu Memuriyetten Çıkarma Kararı Vermeyebilir: Her ne kadar ceza mahkemesi tarafından HAGB kararı verilmiş ise de, disiplin kurulu, söz konusu eylemlerin sanık tarafından işlendiğinden emin olamaz ise devlet memurluğundan çıkarma cezasına karar vermez.

Dolayısıyla disiplin kurulu, ilgili eylemleri, ceza mahkemesinden bağımsız şekilde değerlendirecektir. Fakat, her halde, yalnızca memur hakkında ceza mahkemesi tarafından HAGB kararı verildiğinden bahisle memuriyetten çıkarma cezasının verilmesi bir hak ihlalidir. AYM ve Danıştay bu durumda ilgili disiplin cezasının masumiyet karinesinin ihlali olduğuna işaret etmektedir. (Danıştay 12. Dairesi, E. 2017/908, K. 2017/6060 ve 28.11.2017 tarihli kararı)

“Anayasa Mahkemesinin, 13.06.2013 tarihli Kürşat Eyol ( Başvuru No: 2012/665 ) kararında da; masumiyet karinesinin kural olarak, hakkında bir suç isnadı bulunan ve henüz mahkûmiyet kararı verilmemiş kişileri kapsayan bir ilke olduğu kabul edilmekle birlikte, ceza davasının herhangi bir sebeple düştüğü, belirli bir süre sonra şarta bağlı olarak düşeceği veya sanık hakkında mahkûmiyet hükmü kurulmaksızın davanın ertelendiği durumlarda kişi hakkında masumiyet karinesinin devam e iğini kabul etmek gerekeceği, çünkü bu tür durumlarda ortada henüz verilmiş bir mahkûmiyet hükmü bulunmadığı, bu çerçevede, ceza davası dışında fakat ceza davasına konu olan eylemler sebebiyle devam eden idari uyuşmazlıklarda, açıklanması geri bırakılan mahkûmiyet kararına dayanılmasının masumiyet karinesi ile çelişeceği açıkça ifade edilmiştir. Uyuşmazlıkta, davacı hakkında yapılan ceza yargılaması sonucunda verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı, yukarda bahsedilen niteliği gereği bu aşamada hukuki etkiye sahip olmadığından ve bu karara dayanılması masumiyet karinesi ile de çelişeceğinden, Mahkemenin ceza yargılaması sonucuna göre karar vermesinde hukuki isabet görülmemiş ise de, disiplin hukuku açısından yapılan incelemede, davacının üzerine atılı fi llerin sübuta erdiği ve eylemine uyan disiplin cezası ile cezalandırıldığı anlaşıldığından, sözü edilen husus sonucu itibarıyla hukuka uygun bulunan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte bulunmamıştır”

Ceza Verilmesine Yer Olmadığı Kararının Memurluğa Etkisi

HAGB ile iglili yapılan değerlendirmeler, ceza mahkemesinin memur hakkında vermiş olduğu Ceza Verilmesine Yer Olmadığı Kararı (CVYO) açısından da geçerlidir.

İki tür CVYO vardır. Bunların memuriyete etkisi şu şekildedir:

  • Kusurun bulunmadığı nedeniyle verilen CVYO: Yaş küçüklüğü, akıl hastalığı, sağır ve dilsizlik hali, bağlayıcı emrin yerine getirilmesi, meşru savunmada heyecan, korku ya da telaşla aşılması, kusurluğu ortadan kaldıran hatanın varlığı gibi nedenlerin varlığı halini kapsar. Burada failin kınanabilirliği azalmaktadır. Dolayısıyla memuriyetten çıkarma cezası verilmesi ihtimali önemli ölçüde azalmaktadır.
  • Fiil Suç Olmasına Rağmen Verilen CVYO: Failin etkin pişmanlık, şahsi cezasızlık sebebinin varlığı, karşılıklı hakaret, işlenen fiilin haksızlık içeriğinin azlığı gibi nedenlerin varlığını kapsar. Burada failin kınabilriliği daha yüksektir. Dolayısıyla disiplin kurulu eylemlerin ağırlığına göre değerlendirme yapıp, uygun ise devlet memurluğundan çıkarma cezasına hükmedebilir.

Adli Sicil (Sabıka) Kaydının Silinmesinin Memuriyete Etkisi

Bir kimse hakkında 1 yıldan daha fazla hapis cezasına hükmedilmiş olması durumunda bu durum Adli Sicil (Sabıka) Kaydına işlenecektir. Bu kişiler memur olamazlar.

Memuriyete alım bakımından arşiv kaydı önemlidir. Arşiv kaydına bakılır. Adli Sicil Kaydı silinse dahi arşiv kaydı daha uzun sürelidir. Burada kaydı devam edenler memur olamazlar.

Memurluktan Çıkarma Kaç Yıl Ceza Alınca Olur?

Yukarıda görüldüğü üzere 1 yıl veya üzeri kasten işlenen bir suçtan dolayı hapis cezasının alınması;

Affa uğramış olsa bile DMK md. 48’de sayılan suçlardan dolayı alınan hapis cezası (Burada alınan cezanın süresi önemli değildir)

Memur olmaya engeldir.

Adli para cezasına hükmedilmiş olması ya da hapis cezasının para cezasına çevrilmiş olması durumunda, sanık hakkında hapis cezasına hükmedilmediğinden bu durum memuriyete engel olmaz.

Ceza Verilmeden Önce Memurun Savunması Alınmak Zorunda Mı?

Memurun savunması alınmaksızın hakkında bir disiplin cezası verilemez. Aksi durumda memurun savunma hakkı ihlal edilmiş olacaktır. Bu tür bir durumun gerçekleşmesi durumunda Danıştay, disip, K. lin cezasının iptaline karar verilmesi gerektiğine hükmetmektedir (Danıştay 5. Daire, E. 2017/2908, K. 2019/6731, K.T. 24.12.2019)

Devlet Memurluğundan Çıkarma Cezasını Hangi Makam Verir?

657 sayılı Kanun md. 126 hükmüne göre Devlet memurluğundan çıkarma cezası amirlerin bu yoldaki isteği üzerine, memurun bağlı bulunduğu kurumun yüksek disiplin kurulu kararı ile verilir.

Bu yönüyle devlet memurluğundan çıkarma cezası, uyarma, kınama ve aylıktan kesme cezasından ayrılır. Bu cezalar disiplin amirleri tarafından verilmektedir.

Ancak, danıştaya göre, amirin isteği olmaksızın dosyanın doğrudan Yüksek Disiplin Kurulu’na gönderilmesi ve devlet memurluğundan çıkarma cezasının verilmesi hukuka aykırı değildir (Danıştay T.C. Danıştay 12. Daire, E. 2021-616 K. 2021-383 K.T. 03.02.2021)

Devlet Memurluğundan Çıkarma (Devlet Memurluğundan Atılma Cezası) Cezasının İptali Davası

Kişi hakkında Devlet Memurluğundan Çıkarma Cezası verilmesi durumunda, kişi, kendisine bu kararın tebliğ edilmesinden sonra, İdare Mahkemesi’nde İptal Davası açabilir.

İlgili idare mahkemesi, memurun görev yaptığı yerdeki İdare Mahkemesi’dir.

Memurluktan Çıkarma Cezasının (Devlet Memurluğundan Atılma Cezası) İptali Dava Açma Süresi

İptal davası açabilmek için, memurun, kendisine bu kararın tebliğ edildiği tarihten itibaren 60 gün içinde ilgili İdare Mahkemesi’nde İptal davası açması gerekmektedir.

Memurluktan Çıkarılan Tekrar Memur Olabilir Mi?

DMK md. 125/1-E hükmüne göre, devlet memurluğundan çıkarma cezası Bir daha Devlet memurluğuna atanmamak üzere verilen bir disiplin cezasıdır.  Dolayısıyla hakkında bu cezaya hükmolunan bir kimse artık devlet memuru olamaz.

The post MEMURİYETTEN ÇIKARMA (MEMURİYETTEN ATILMA) CEZASI appeared first on Selçuklu Hukuk Bürosu.

]]>
UYUŞTURUCU MADDE TİCARETİ SUÇU NEDİR ? https://www.selcukluhukuk.com/uyusturucu-madde-ticareti-sucu-nedir/ Sat, 28 Dec 2024 15:37:31 +0000 https://www.selcukluhukuk.com/?p=2753 Uyuşturucu Madde Ticareti Suçu Nedir? Türk Ceza Kanunu’nun 188. maddesine göre, uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin üretimi, satışı, nakliyesi, ithali, ihracı veya bunlara aracılık yapılması uyuşturucu madde ticareti suçu kabul edilir. Uyuşturucu Madde Ticareti Suçları Nelerdir? Uyuşturucu ticareti suçları; üretim, satış, ithalat, ihracat, sevkiyat, nakliye veya depolama gibi fiilleri kapsar. Ayrıca, başkalarına uyuşturucu madde temin eden [...]

The post UYUŞTURUCU MADDE TİCARETİ SUÇU NEDİR ? appeared first on Selçuklu Hukuk Bürosu.

]]>

Uyuşturucu Madde Ticareti Suçu Nedir?

Türk Ceza Kanunu’nun 188. maddesine göre, uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin üretimi, satışı, nakliyesi, ithali, ihracı veya bunlara aracılık yapılması uyuşturucu madde ticareti suçu kabul edilir.

Uyuşturucu Madde Ticareti Suçları Nelerdir?

Uyuşturucu ticareti suçları; üretim, satış, ithalat, ihracat, sevkiyat, nakliye veya depolama gibi fiilleri kapsar. Ayrıca, başkalarına uyuşturucu madde temin eden veya aracılık eden kişiler de bu kapsamda yargılanır.

  1. maddenin 1. fıkrasında uyuşturucu veya uyarıcı maddeleri ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak imal, ithal, veya ihraç eden kişilerin 20 yıldan 30 yıla kadar hapis cezası ve 2.000 günden 20.000 güne kadar adli para cezası ile cezalandırılacağı düzenlenmiştir.
  2. maddenin 3 fıkrasında ise uyuşturucu veya uyarıcı maddeleri ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak ülke içinde satan, satışa arz eden, başkalarına veren, sevk eden, nakleden, depolayan, satın alan, Kabul eden, bulunduran kişi 10 yıldan az olmamak üzere hapis ve 1.000 günden 20.000 güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır.

Uyuşturucu Madde Ticareti Suçunun Nitelikli Halleri Nelerdir?

Uyuşturucu madde ticaretinin nitelikli halleri TCK m.188/4-5-6’da belirtilmiştir.

188/4 -a : Uyuşturucu madde ticareti yapılan maddelerin eroin, kokain, morfin, bazmorfin, sentetik kannabinoid ve türevleri, sentetik katinon ve türevleri, sentetik opioid ve türevleri veya amfetamin ve türevleri olması, halinde verilecek ceza yarı oranında artırılır.

188/4 -b : Uyuşturucu madde ticareti suçu, okul, yurt, hastane, kışla veya ibadethane gibi tedavi, eğitim, askeri ve sosyal amaçla toplu bulunulan bina ve tesisler ile bunların varsa çevre duvarı, tel örgü veya benzeri engel veya işaretlerle belirlenen sınırlarına iki yüz metreden yakın mesafe içindeki umumi veya umuma açık yerlerde işlenmesi halinde verilecek ceza yarı oranında artırılır.

Burada önemli olan husus uyuşturucu madde ticareti suçunun belirlenen yerlerde satışının yapılmasıdır. Örneğin, bir okula 50 metre mesafede yapılan önleme aramasında aracın içerisinde 75 gram uyuşturucu madde ele geçirilmiş ise bu maddeden dolayı artırım yapılamayacaktır.

188/5 :  Uyuşturucu madde ticareti cuçu üç veya daha fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi hâlinde verilecek ceza yarı oranında, suç işlemek için teşkil edilmiş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi hâlinde, verilecek ceza bir kat artırılır.

188/8 :  Uyuşturucu veya uyarıcı madde suçlarının tabip, diş tabibi, eczacı, kimyager, veteriner, sağlık memuru, laborant, ebe, hemşire, diş teknisyeni, hastabakıcı, sağlık hizmeti veren, kimyacılıkla veya ecza ticareti ile iştigal eden kişi tarafından işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.

188/3- son cümle :  Uyuşturucu veya uyarıcı madde verilen veya satılan kişinin çocuk olması hâlinde, veren veya satan kişiye verilecek hapis cezası 15 yıldan az olamaz.

Uyuşturucu Madde Ticaretinde Daha Az Cezayı Gerektiren Durum

Üretimi resmi makamların iznine veya satışı yetkili tabip tarafından düzenlenen reçeteye bağlı olan ve uyuşturucu veya uyarıcı madde etkisi doğuran her türlü madde açısından da yukarıdaki fıkralar hükümleri uygulanır. Ancak, verilecek ceza yarısına kadar indirilebilir. Diğer bir deyişle uyuşturucu madde ticaretine konu maddelerin yeşil reçeteye tabi olan ilaçlar olması halinde ceza yarısına kadar indirilebilecektir.

Uyuşturucu Madde Kullanma İle Ticareti Arasındaki Fark

– Kullanma: TCK m.191 kapsamında değerlendirilir. Kendi ihtiyacı için uyuşturucu bulunduran kişilere ‘kullanma’ suçu uygulanır. Bu suçun cezası 2 yıldan 5 yıla kadardır. Uyuşturucu madde kullanma suçuna ilişkin yazımızı buradan okuyabilirsiniz.

– Ticaret: TCK m.188 kapsamında değerlendirilir. Uyuşturucuyu başkalarına satmak, temin etmek veya dağıtmak ve kanunda sayılan diğer fiillerin işlenmesi, ticaret suçunu oluşturur. Bu suçun cezası ise en az 10 yıldan başlamaktadır.

Uyuşturucu Madde Ticareti Suçunun Cezası Nedir?

TCK m.188’e göre :

– Temel ceza : 10 yıldan az olmamak üzere hapis ve 2.000 gün adli para cezasıdır.
–  Nitelikli haller : 15 yıldan az olmamak üzere hapis ve para cezası öngörülür.

Uyuşturucu Madde Satma Etkin Pişmanlık Şartları

TCK m.192’ye göre, suçun ortaya çıkarılmasına ve suç ortaklarının yakalanmasına yardım eden kişiler etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanabilir.

-Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçlarına iştirak etmiş olan kişi, resmi makamlar tarafından haber alınmadan önce, diğer suç ortaklarını ve uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin saklandığı veya imal edildiği yerleri merciine haber verirse, verilen bilginin suç ortaklarının yakalanmasını veya uyuşturucu veya uyarıcı maddenin ele geçirilmesini sağlaması halinde, hakkında cezaya hükmolunmaz.

– Bu suçlar haber alındıktan sonra gönüllü olarak, suçun meydana çıkmasına ve fail veya diğer suç ortaklarının yakalanmasına hizmet ve yardım eden kişi hakkında verilecek ceza, yardımın niteliğine göre dörtte birden yarısına kadarı indirilir.

Önleme Araması Neticesinde Uyuşturucu Madde Elde Edilmesi

Polisin arama yapma yetkisi ‘önleme araması’ adı altında düzenlenmiştir. Ancak bu tür aramalar sırasında hukuka aykırı usuller kullanılmışsa elde edilen deliller geçersiz sayılabilir.

Uyuşturucu Ticareti Suçunda Zamanaşımı

Uyuşturucu ticareti suçu ağır cezalık bir suç olduğundan zamanaşımı süresi 20 yıldır (TCK m.66/1-b).

Uyuşturucu Madde Ticareti Suçu Davaları Ne Kadar Sürer?

Davanın süresi; delillerin toplanma süreci, bilirkişi raporları ve mahkeme yoğunluğuna göre değişir. Ortalama 1-3 yıl sürebilir.

Uyuşturucudan Yakalananlar Kaç Yıl Ceza Alır?

Burada 2 başlık altında değerlendirme yapılacak olursa ;

–  Kullanıcılar : 2-5 yıl arasında hapis cezası öngörülür, denetimli serbestlik uygulanabilir.
–  Ticaret yapanlar : 10 yıldan az olmamak üzere hapis cezası alır. Somut olaya göre ceza, cezanın nitelikli hallerinin bulunmasına göre artırılır veya azaltılır.

Eroin Maddesi Kullanım Sınırı

Kullanıcı miktarı, kişinin ihtiyaç sınırına göre bilirkişi raporlarıyla belirlenir. Belirli gramajlar kanunda açıkça belirtilmemiştir, ancak içici sayılma sınırı mahkeme tarafından değerlendirilir.

Kaç Gram Kadar İçici Sayılır?

Bu sorunun tam ve doğru bir cevabı bulunmamakla birlikte Yargıtay uygulaması ile kullanıcılık sınırı belirlenmiştir. Yargıtay, başka bir yan delil bulunmaması halinde bazı uyuşturucu ve uyarıcı maddelerin kullanıcı sınırında kaldığını belirterek uyuşturucu madde ticareti yerine uyuşturucu madde bulundurma cezasının verilmesi gerektiği yönünde kararlar vermiştir.

– Esrar : Günde 3 defa olmak üzere 1-1,5 gram,

– Eroin : Günlük 60 miligram –1gram,

– Sentetik haplar :  1-2 tablet gibi değerlendirilebilir. Ancak bu sınırlar kesin olmamakla kişinin olay anında yakalanış durumuna, ihbar veya teknik takip bulunmamasına ve diğer koşullara göre değişkenlik göstermektedir.

– Metamfetamin : Bu konuda da kesin bir sınır olmamakla birlikte net 10 gramın altındaki miktarlarda kişisel kullanım sınırları içerisinde değerlendirme yapılabilmektedir.

*** Ancak ele geçirilen uyuşturucu maddelerin paketleniş tarzı, ele geçirilen uyuşturucu maddelerin çeşitliliği ve gramajlarının aynı olması uyuşturucu madde ticareti yapıldığı noktasında kuvvetli bir şüphe oluşturduğu göz önünde bulundurulmalıdır.

Uyuşturucu Ticareti Suçu Şikayete Tabi Mi?

Hayır, bu suç kamu davası niteliğindedir. Savcı veya kolluk ekipleri ihbar veya delil durumunda re’sen harekete geçer.

Uyuşturucu Ticareti Suçundan Nasıl Beraat Edilir?

Beraat için delillerin hukuka aykırı toplanması, suçun işlendiğine dair yeterli kanıt bulunmaması gibi durumlar gereklidir. Ayrıca ele geçirilen uyuşturucu miktarına göre suçun niteliği uyuşturucu madde ticaretinden uyuşturucu ve uyarıcı madde bulundurmak veya kullanmak suçuna dönüşme durumu da göz önünde bulundurulmalıdır. Her somut olay kendine özgü unsurlar içerdiğinden dosya içeriği dikkatlice incelenmelidir.

Uyuşturucu Satıcısı Kaç Yıl Ceza Alır?

Satış yapan kişi 10 yıldan az olmamak üzere hapis cezasına çarptırılır. Eğer nitelikli haller varsa ceza artırılır.

Uyuşturucu Ticareti Yapan Kaç Yıl Yatar?

Ceza süresinin 3/4’ü infaz edilir. Örneğin:

– 15 yıl ceza alan kişi, yaklaşık 11 yıl 3 ay yatar.

Uyuşturucu Ticaretinden 12 Yıl Ceza Alan Ne Kadar Yatar?

Ceza İnfaz Kanunu’na göre uyuşturucu ticareti suçlarından hükümlü olanlar cezanın 3/4’ünü infaz kurumunda geçirir. Örneğin:

– 12 yıl hapis cezası alan kişi 9 yıl yatar.

Uyuşturucu Ticareti Para Cezasına Çevrilir Mi?

Uyuşturucu ticareti suçu ağır bir suç olduğundan cezanın para cezasına çevrilmesi mümkün değildir.

İlk Kez İçicilikten Ceza Gelir Mi?

İlk kez uyuşturucu kullandığı tespit edilen kişiler hakkında denetimli serbestlik uygulanabilir. Ancak tedavi veya yükümlülüklere uymayan kişiler için 2-5 yıl arasında hapis cezası gündeme gelebilir.

Torbacılık Cezası Var Mı?

Torbacılık uyuşturucu madde ticareti kapsamında değerlendirildiği için 10 yıldan az olmamak üzere hapis cezası verilir.

Lyrica Cezası Var Mı?

Lyrica, Pregabalin etken maddesi içeren yeşil reçeteli bir ilaçtır. Reçetesiz satışının yapılması veya kullanılmak amacıyla bulundurulması suç teşkil etmektedir. Ele geçirilen uyuşturucu maddenin sayısı ve niteliğine göre ceza aralığı değişmektedir.

Galara Cezası Var Mı?

Galara, pregabalin etken maddesini içeren yeşil reçeteye tabi bir ilaçtır. Reçetesiz satışının yapılması veya kullanılmak amacıyla bulundurulması suç teşkil etmektedir. Ele geçirilen uyuşturucu maddenin sayısı ve niteliğine göre ceza aralığı değişmektedir.

The post UYUŞTURUCU MADDE TİCARETİ SUÇU NEDİR ? appeared first on Selçuklu Hukuk Bürosu.

]]>
PASAPORT TAHDİT KALDIRMA https://www.selcukluhukuk.com/pasaport-tahdit/ Thu, 24 Oct 2024 06:42:48 +0000 https://www.selcukluhukuk.com/?p=2701 Pasaport Tahdidi Nedir? Pasaport tahdit kaldırma konusunun bilinmesi için öncelikle tahdidin ne olduğunun bilinmesi gerekir. Pasaport tahdidi, bir kişinin yurt dışına çıkışını engellemek amacıyla pasaportuna konulan bir kısıtlamadır. Bu tahdit, genellikle adli makamlar veya idari otoriteler tarafından uygulanır ve kişinin pasaport kullanarak yurt dışına çıkmasını engeller. Pasaport Tahdidi Olup Olmadığını Nereden Öğreniriz? Eğer kişi hakkında [...]

The post PASAPORT TAHDİT KALDIRMA appeared first on Selçuklu Hukuk Bürosu.

]]>
PASAPORT TAHDİT

Pasaport Tahdidi Nedir?

Pasaport tahdit kaldırma konusunun bilinmesi için öncelikle tahdidin ne olduğunun bilinmesi gerekir. Pasaport tahdidi, bir kişinin yurt dışına çıkışını engellemek amacıyla pasaportuna konulan bir kısıtlamadır. Bu tahdit, genellikle adli makamlar veya idari otoriteler tarafından uygulanır ve kişinin pasaport kullanarak yurt dışına çıkmasını engeller.

Pasaport Tahdidi Olup Olmadığını Nereden Öğreniriz?

Eğer kişi hakkında yürütülen bir adli soruşturma veya ceza davası varsa ve sulh ceza hakimliği veya yargılamayı yapan mahkeme tarafından yurt dışına çıkış yasağı konulmuşsa soruşturmayı yürüten yerin adliyesinden bu durum öğrenilebilir.

Bunun dışında idari makamlar tarafından idari bir karar ile tahdit işlemi uygulanmışsa nüfus müdürlüklerinden hangi nedenle idari tahdit uygulandığı noktasında bilgi edinilebilir.

 Ayrıca İl Emniyet Müdürlüklerinin Hudut Kapıları Büro Amirliği’ne müracaat edilerek de tahdit sorgulaması yapılabilir. Hangi karara istinaden (adli- idari) tahdit konulduğu noktasında bilgi edinilebilir.

Pasaport Tahdidi Nasıl Kaldırılır?

 Adli Tahdit (Yurt Dışına Çıkış Yasağı) Kaldırma:

Eğer pasaport tahdidi bir mahkeme kararıyla (örneğin, dava sürecinde yurt dışına çıkma yasağı kararıyla) konulduysa, tahdidin kaldırılması için ilgili mahkemeye veya savcılığa başvuru yapılmalıdır.

  • Dilekçe ile Başvuru: Tahdidin kaldırılmasını isteyen kişi, yurt dışına çıkış yasağının kaldırılması talebini bir dilekçeyle mahkemeye veya savcılığa iletebilir. Bu başvuruda tahdidin neden kaldırılmasını istediğine ilişkin gerekçelendirme yapılması gerekir.
  • Mahkeme Kararı: Ceza davasını yürüten mahkeme, başvuruyu değerlendirip yurt dışına çıkış yasağının devam edip etmeyeceğine karar verir. Eğer mahkeme yasağın kalkmasına karar verirse, bu kararla birlikte tahdit kaldırılır.

İdari Tahdit Kaldırma : İdari makamlar tarafından tahdit konulmasından sonra bu durumu öğrenmesi üzerine idareye sunulmak üzere hazırlanan bir dilekçe ile pasaport tahdidinin kaldırılmasını gerekçeli bir şekilde sunmalıdır. İdare, bu dilekçeyi nazara alarak ya pasaport tahdidini kaldırır ya pasaport tahdidinin kaldırılması talebini reddeder. İdarenin sessiz kalarak herhangi bir cevap vermemesi de tahdit kaldırma talebinin zımnen reddedildiği manasına gelir.

İdari makamlar tarafından pasaport kaldırma talebinin reddedilmesi veya 30 gün içerisinde dilekçeye cevap verilmemesi halinde 30. Günü izleyen 60 gün içerisinde idari dava açılması gerekmektedir.

Pasaport Tahdit Kaldırma Ne Kadar Sürer ?

İdare mahkemesinde açılan pasaport tahdidinin kaldırılması davası 6-12 ay sürebilmektedir. Mahkeme, gerekli incelemeleri yaptıktan sonra karar verecektir. Ancak bu süre, mahkemenin iş yüküne ve davanın karmaşıklığına bağlı olarak değişebilir.

Pasaport Tahdit Kaldırma ve İptal Davası

Pasaport tahdit işleminin iptal edilmesi için öncelikle ilgili idareye başvuru yapılması zorunludur. İdarenin, başvuruyu aldıktan sonra 30 gün içinde tahdit işleminin nedenini açıklaması gerekir. Eğer bu süre zarfında idare gerekçeli bir açıklama yapar ve pasaport tahdit kararının kaldırılması talebini reddederse ya da herhangi bir cevap vermezse 30 günlük bu sürenin sonunda 60 gün içinde, işlemi gerçekleştiren idarenin bulunduğu yerdeki İdare Mahkemesi’ne pasaport tahdidi işleminin kaldırılması amacıyla dava açılabilir.

Pasaport Tahdidi Davasında Yürütmenin Durdurulması Mümkün Müdür?

Evet mümkündür. İdare mahkemesinde açılacak olan iptal davasında pasaporta getirilen tahdit kaydının kişi için çok acil ve önemli, özel bir durum arz etmesi halinde ( örn. sağlık, hastalık, ölüm vb.) belgeli bir şekilde olması kaydıyla yürütmenin durdurulması kararı alınması mümkündür. Şartların yerine getirilmesi kaydıyla yürütmenin durdurulması kararı verilebilir.

Kısıtlamaya Karşı Diğer Hukuki Yol: Tam Yargı Davası

Pasaport tahdit işlemi nedeniyle mağdur olan kişi, yalnızca tahdidin kaldırılması için değil, aynı zamanda uğradığı maddi ve manevi zararların tazmini amacıyla da tam yargı davası açabilir. Pasaport kısıtlaması, kişisel özgürlüklerin yanı sıra maddi kayıplara ve manevi zararlara yol açabilir. Bu durumda kişi, uğradığı zararları tam yargı davasına taşıyarak tazminat talep edebilir. Örneğin, yurt dışında çalışan birinin bu kısıtlamadan dolayı işine devam edememesi ve gelir kaybı yaşaması durumunda, bu zararın karşılanması için dava açma hakkı vardır. İdari işlemlerle ilgili çalışmalarımız incelemek için buraya tıklayabilirsiniz.

 

The post PASAPORT TAHDİT KALDIRMA appeared first on Selçuklu Hukuk Bürosu.

]]>
YASA DIŞI BAHİS OYNAMAK SUÇ MUDUR? https://www.selcukluhukuk.com/yasa-disi-bahis-oynamak-suc-mudur/ Tue, 10 Sep 2024 03:34:01 +0000 https://www.selcukluhukuk.com/?p=2681 1- YASA DIŞI BAHİS NEDİR ? Yasa dışı bahis oynamak suç mudur sorusuna cevap verebilmek için öncelikle yasa dışı bahsin tanımının yapılması gereklidir. Yasa dışı bahis, yetkili makamlar tarafından lisanslanmamış ve denetlenmeyen bahis faaliyetleridir. Bu tür bahisler, genellikle internet üzerinden yapılır ve resmi düzenlemelere uygun olmayan yollarla yürütülür. Yasa dışı bahis siteleri veya organizasyonları, devletin [...]

The post YASA DIŞI BAHİS OYNAMAK SUÇ MUDUR? appeared first on Selçuklu Hukuk Bürosu.

]]>

1- YASA DIŞI BAHİS NEDİR ?

Yasa dışı bahis oynamak suç mudur sorusuna cevap verebilmek için öncelikle yasa dışı bahsin tanımının yapılması gereklidir. Yasa dışı bahis, yetkili makamlar tarafından lisanslanmamış ve denetlenmeyen bahis faaliyetleridir. Bu tür bahisler, genellikle internet üzerinden yapılır ve resmi düzenlemelere uygun olmayan yollarla yürütülür.

Yasa dışı bahis siteleri veya organizasyonları, devletin denetim ve kontrol mekanizmalarına tabi olmadığından, kullanıcıların güvenliği ve hakları korunmaz. Kazançları üzerinden vergi ödemezler, bu da devletin vergi kaybına neden olur.

Yasa dışı bahislere katılmak veya bu tür faaliyetleri yürütmek, birçok ülkede ağır yasal yaptırımlara tabidir. Türkiye’de de yasa dışı bahis faaliyetlerine katılanlar veya bu faaliyetleri organize edenler hakkında ciddi cezalar uygulanır.

Yasa dışı bahisten kaçınmak için, bahis ve kumar faaliyetlerini yalnızca resmi ve lisanslı platformlar üzerinden yürütmek önemlidir. Türkiye’de bu konuda yetkili kurum Spor Toto Teşkilat Başkanlığı’dır ve yalnızca onun denetimindeki siteler üzerinden yasal bahis oynanabilir.

2- YASA DIŞI BAHİS OYNAMAK SUÇ MUDUR?

Teknik olarak yasadışı bahis oynamak suç değildir. Ancak Yasa dışı bahis oynamak kabahat cezasını gerektiren bir eylemdir. 7258 sayılı kanun md. 5/1-d hükmü gereği Yasadışı bahis oynayan kişiler, idari para cezasına çarptırılır.

3- YASA DIŞI BAHİS OYNAMAK SUÇU VE CEZASI NEDİR ?

Yukarıda açıkladığımız üzere yasa dışı bahis oynamak bir suç olmasa da eylem kabahat olarak nitelendirilmektedir. Kabahatler de suçlar gibi yaptırıma tabi tutulmuştur.

7258 sayılı kanun md. 5/1-d hükmü gereğince yasa dışı bahis oynamada 2024 yılı için belirlenen para cezası 57.142 – 228.657 TL arasındadır. Bu nedenle yasa dışı bahis oynadığı tespit edilenler için 57.142 – 228.657 TL arasında idari para cezası kesilebilecektir.

4- YASA DIŞI BAHİS OYNATMAK SUÇ MUDUR?

Evet, yasa dışı bahis oynatmak suçtur. Bu suç, 7258 sayılı Futbol ve Diğer Spor Müsabakalarında Müşterek Bahis ve Şans Oyunları Düzenlenmesi Hakkında Kanun ile düzenlenmiş olup kanunun 5. Maddesine göre ;

Kanunun verdiği yetkiye dayalı olmaksızın;

  1. a) Spor müsabakalarına dayalı sabit ihtimalli ve müşterek bahis veya şans oyunlarını oynatanlar ya da oynanmasına yer veya imkân sağlayanlar üç yıldan beş yıla kadar hapis ve on bin güne kadar adli para cezasıyla cezalandırılır.
  2. b) Yurt dışında oynatılan spor müsabakalarına dayalı sabit ihtimalli veya müşterek bahis ya da şans oyunlarının internet yoluyla ve sair suretle erişim sağlayarak Türkiye’den oynanmasına imkân sağlayan kişiler, dört yıldan altı yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır.
  3. c) Spor müsabakalarına dayalı sabit ihtimalli veya müşterek bahis ya da şans oyunlarıyla bağlantılı olarak para nakline aracılık eden kişiler, üç yıldan beş yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezasıyla cezalandırılır.

ç) Kişileri reklam vermek ve sair surette spor müsabakalarına dayalı sabit ihtimalli veya müşterek bahis ya da şans oyunlarını oynamaya teşvik edenler, bir yıldan üç yıla kadar hapis ve üç bin güne kadar adli para cezasıyla cezalandırılır.

Denilmektedir.

5- KUMAR NEDİR?

Türk Ceza Kanunu (TCK) Madde 228 gereğince  kumar, kazanç elde etme amacıyla oynanan ve kazancın tamamen şansa bağlı olduğu oyunlar olarak tanımlanır. Bu tanım, bahis ve şans oyunlarını da kapsar.

 6- KUMAR OYNAMAK SUÇ MU?

Kumar oynamak ceza kanunlarımızda suç olarak düzenlenmemiş, Kabahatler Kanunu’na göre kabahat olarak tanımlanmıştır.

Kumar oynayan kişiler, Kabahatler Kanunu uyarınca idari para cezası ile cezalandırılır. Bu ceza, kolluk kuvvetleri ( Jandarma Polis vb.) tarafından uygulanır. 2024 yılı için İdari para cezasının miktarı, 6.425-TL’dir.

7- KUMAR OYNATMAK SUÇ MU ?

Evet. TCK Madde 228 uyarınca, kumar oynanması için yer ve imkan sağlayan kişiler, 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası ve adli para cezası ile cezalandırılırlar. Ayrıca, bu faaliyetler nedeniyle elde edilen gelirlerin müsaderesine (el konulması) karar verilir.

8- KUMAR OYNAMA NEDENİYLE MESLEKTEN ÇIKARMA CEZASI VERİLİR Mİ ?

657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 125. Maddesinde kumar oynama veya illegal bahis oynama ile ilgili herhangi bir hüküm getirilmemiştir. Ancak 7068 sayılı Genel Kolluk Disiplin Hükümleri Hakkında Kanun, emniyet, jandarma ve sahil güvenlik teşkilatları personelinin disiplin ihlallerini ve bu ihlallere uygulanacak cezaları düzenlemektedir. Bu kanun kapsamında kumar ve yasa dışı bahis ile ilgili özel hükümler bulunmaktadır.

Bu kanuna göre kumar oynayan veya oynatan personel için meslekten çıkarma cezası öngörülmüştür. Bu ceza, personelin emniyet, jandarma veya sahil güvenlik teşkilatlarında bir daha çalıştırılmamak üzere meslekten çıkarılmasını kapsamaktadır.

Yasa dışı bahis oynayan personel ise 20 ay uzun süreli kıdem durdurma cezası ile cezalandırılmaktadır. Bu ceza, personelin bulunduğu kademede ilerlemesinin 20 ay süre ile durdurulması anlamına gelmektedir.

Bir devlet memurunun yasa dışı bahis veya kumar oynadığının çalıştığı kurum tarafından tespit edilmesi halinde 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 125.maddesinde Uyarma cezası başlığı altında düzenlenen “Devlet memuru vakarına yakışmayan tutum ve davranışta bulunmak” ile Kınama cezası başlığı altında düzenlenen “Hizmet dışında Devlet memurunun itibar ve güven duygusunu sarsacak nitelikte davranışlarda bulunmak” eylemlerinden ötürü disiplin cezası verilebilir.

9- YASA DIŞI BAHİS OYNAMANIN MEMURİYETE ETKİSİ

Yasa dışı bahis oynamanın sadece kabahat cezasını gerektirdiği ve bu kabahatin de cezasının idari para cezası olduğundan yukarıda bahsedilmiştir. Bu düzenlemeye göre yasa dışı bahis oynamanın memuriyete herhangi bir etkisinin olmayacağı söylenebilecektir.

Ancak Devlet Memurları Kanunu’na göre  ;

Türk Ceza Kanununun 53 üncü maddesinde belirtilen süreler geçmiş olsa bile; kasten işlenen bir suçtan dolayı bir yıl veya daha fazla süreyle hapis cezasına ya da affa uğramış olsa bile devletin güvenliğine karşı suçlar, Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, (…)111 zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama veya kaçakçılık suçlarından mahkûm olanlar devlet memuru olma şartını sağlayamayacaktır.

Buna göre ;

– Spor müsabakalarına dayalı sabit ihtimalli ve müşterek bahis veya şans oyunlarını oynatanlar ya da oynanmasına yer veya imkân sağlama,

– Yurt dışında oynatılan spor müsabakalarına dayalı sabit ihtimalli veya müşterek bahis ya da şans oyunlarının internet yoluyla ve sair suretle erişim sağlayarak Türkiye’den oynanmasına imkân sağlama,

– Spor müsabakalarına dayalı sabit ihtimalli veya müşterek bahis ya da şans oyunlarıyla bağlantılı olarak para nakline aracılık etme,

– Kişileri reklam vermek ve sair surette spor müsabakalarına dayalı sabit ihtimalli veya müşterek bahis ya da şans oyunlarını oynamaya teşvik etme,

Suçlarından 1 yıl veya daha fazla süreyle hapis cezası alınması halinde devlet memuru olma şartı kaybedilecektir. Bu yüzden devlet memuru olunamayacaktır.

 10 – YASA DIŞI BAHİS OYNADIM CEZA GELİR Mİ ?

Yasa dışı bahis oynama eylemi kanunlarımızda suç olarak değil kabahat olarak düzenlenmiştir. Bu nedenle bir kişinin yasa dışı bahis oynadığının tespit edilmesi halinde idari yaptırım uygulanacak, idari para cezası kesilecektir. 2024 yılı itibariyle yasa dışı bahis oynadığı tespit edilen kişilere  57.142 – 228.657 TL arasında idari para cezası kesilebilecektir. Bu cezalara karşı şartların varlığı halinde iptal davası açılabilir.

The post YASA DIŞI BAHİS OYNAMAK SUÇ MUDUR? appeared first on Selçuklu Hukuk Bürosu.

]]>
TRAFİK CEZASINA İTİRAZ https://www.selcukluhukuk.com/trafik-cezasina-itiraz/ Sun, 11 Aug 2024 11:57:53 +0000 https://www.selcukluhukuk.com/?p=2673 TRAFİK CEZASINA İTİRAZ Trafik cezasına itiraz nasıl yapılır sorusuna cevap verebilmek için öncelikle trafik cezasının ne olduğu, trafik cezasına itirazın nasıl yapıldığı, trafik cezasına itiraz süresi gibi unsurların da bilinmesi gereklidir. Aşağıda trafik cezasına itiraz hususu ayrıntılı şekilde izah edilmeye çalışılmıştır.     1- TRAFİK CEZASI NEDİR? Trafik cezası, kısaca trafik kurallarını ihlal eden sürücülere, [...]

The post TRAFİK CEZASINA İTİRAZ appeared first on Selçuklu Hukuk Bürosu.

]]>
TRAFİK CEZASINA İTİRAZ

Trafik cezasına itiraz nasıl yapılır sorusuna cevap verebilmek için öncelikle trafik cezasının ne olduğu, trafik cezasına itirazın nasıl yapıldığı, trafik cezasına itiraz süresi gibi unsurların da bilinmesi gereklidir. Aşağıda trafik cezasına itiraz hususu ayrıntılı şekilde izah edilmeye çalışılmıştır.

 

 

1- TRAFİK CEZASI NEDİR?

Trafik cezası, kısaca trafik kurallarını ihlal eden sürücülere, yolculara veya yayalara uygulanan bir para cezasıdır. Bu cezalar, trafik güvenliğini sağlamak, sürücüleri kurallara uymaya teşvik etmek ve trafik düzenini korumak amacıyla uygulanır.

Trafik Cezası Neden Kesilir?

  • Hız sınırını aşma: Belirlenen hız limitinin üzerinde seyretmek.
  • Kırmızı ışıkta geçme: Kırmızı ışığın yandığı halde geçmek.
  • Dur ikaz levhasını görmezden gelme: Dur işaretini görmezden gelmek.
  • Emniyet kemeri takmama: Araçta emniyet kemeri takmamak.
  • Alkollü araç kullanma: Alkollü iken araç kullanmak.
  • Cep telefonu kullanma: Araç kullanırken cep telefonu ile konuşmak veya mesaj yazmak.
  • Yasak yerlerde park etme: Park yasağı olan yerlere araç park etmek.
  • Trafik levhalarına uymama: Diğer birçok trafik kuralını ihlal etmek.

2- 2024 YILI TRAFİK CEZALARI LİSTESİ

Alkollü araç kullanma cezası (ilk yakalanma) 6.439 TL
Alkollü araç kullanma cezası (ikinci yakalanma) 8.075 TL
Alkollü araç kullanma cezası (ikinci yakalanma) 12.977 TL
Uyuşturucu/uyarıcı maddelerin ya da alkolün kandaki miktarını tespit amacıyla testi kabul etmemek 18.452 TL
Aracı plakasız kullanma 10.917 TL
Çakar ya da siren kullanma cezası 6.439 TL
Drift atma cezası 32.233 TL
Engelli için ayrılan yere park etme cezası 1.380 TL
Ehliyetsiz araç kullanma cezası 12.977 TL
Emniyet kemeri takmama cezası 690 TL
Emniyet şeridini ihlal etme cezası 6.439 TL
Hız sınırını %10-30 oranlarına kadar aşma 1.506 TL
Hız sınırını %30-%50’ye kadar aşma 3.135 TL
Hız sınırını %50 oranından fazla aşma 6.439 TL
Kırmızı ışıkta geçme cezası 1.506 TL
Muayenesiz araçla trafiğe çıkma 1.506 TL
Plakanın okunurluğunu engelleyecek değişiklikler 2.647 TL
Seyir halinde cep telefonu kullanma 1.506 TL
Sahte plaka kullanma cezası 32.170 TL
Şerit izleme-değiştirme kurallarına uymama 1.506 TL
Takip mesafesine uymama cezası 690 TL
Trafik sigortası olmadan trafiğe çıkma cezası 690 TL
Uyuşturucu madde etkisindeyken araç kullanma cezası 33.240 TL
Yasak yerde sollama yapma cezası 1.506 TL
Yayalara geçiş hakkı vermemek 690 TL

3- TRAFİK CEZASI ÖDEME SÜRESİ 2024

Ödeme derhal yapılmadığı takdirde para cezalarının, tutanağın tebliğ tarihinden itibaren 1 ay içinde ödenmesi gerekir.

4- TRAFİK CEZASINI ÖDENMEZSE NE OLUR ?

Trafik cezaları ödenmezse icra yolu ile tahsil edilir. Bu durumda icra masraflarını da ödemek durumunda kalabilirsiniz.

5- TRAFİK CEZASI FAİZİ NE KADAR ?

Trafik cezaları 1 aylık süre içinde ödenmezse aylık %5 faiz uygulanır. Aylık faizin hesaplanmasında ay kesirleri tam ay olarak dikkate alınır. Bu suretle bulunacak tutar cezanın iki katını geçemez. Süresinde ödenmeyen para cezaları için 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun Hükümleri uygulanır.

6- TRAFİK CEZASI NEREYE ÖDENİR?

Anlaşmalı banka şubelerinin veznelerinden, mobil bankacılık uygulamalarından, internet bankacılığından yararlanarak ya da  e-Devlet ve İnteraktif Vergi Dairesi üzerinden trafik cezası ödeme işlemini yapabilirsiniz.

7- TRAFİK CEZASINA İTİRAZ NEREYE YAPILIR?

Trafik İdari Para Cezası Karar Tutanağına karşı, kararın tebliği tarihinden itibaren en geç 15 (onbeş) gün içinde sulh ceza mahkemesine itiraz için başvurulabilir. Bu süre içinde başvurunun yapılmamış olması halinde idari para cezası kesinleşir.

8- – TRAFİK CEZASINA İTİRAZ ÜCRETİ NE KADARDIR ?

Trafik cezasına itiraz edilmesi halinde herhangi bir başvuru ücreti veya harç ödenmemektedir. Diğer bir  ifadeyle trafik cezasına itiraz herhangi bir ücrete tabi değildir.

9- TRAFİK CEZASINA İTİRAZ SÜRESİ

Trafik İdari Para Cezası Karar Tutanağına karşı, kararın tebliği tarihinden itibaren en geç 15 (onbeş) gün içinde sulh ceza mahkemesine itiraz için başvurulabilir. Bu süre içinde başvurunun yapılmamış olması halinde idari para cezası kesinleşir.

10-  TRAFİK CEZASI İNDİRİMLİ ÖDEME SÜRESİ KAÇ GÜNDÜR?

Trafik idari para cezasının tebliğ tarihinden itibaren 1 ay içinde ödenmesi halinde; cezadan %25 oranında indirim yapılır.

11- TRAFİK CEZASINI TAKSİTLİ ÖDEYEBİLİR MİYİM ?

Hakkında trafik cezası kesilen kişinin ekonomik durumunun müsait olmaması ve 1 (bir) ay içerisinde ilgili vergi dairesine müracaat etmesi halinde, vergi dairesince ilk taksiti peşin, kalan üç taksiti de bir yıl içinde ve dört eşit taksitte ödenmesine karar verilebilir. Taksitlerin zamanında ve tam olarak ödenmemesi durumunda, idarî para cezasının kalan kısmının tamamı tahsil edilir.

12- TRAFİK CEZASINA İTİRAZ DİLEKÇESİ

Trafik cezasına itiraz dilekçesi, aşağıdaki örnek dilekçeden yola çıkılarak yazılabilir. Her trafik cezasına itiraz hükümleri farklı olduğundan farklı maddelere göre itiraz gerekçeleri yazılması gerektiği göz önünde bulundurulmalıdır. Hak kaybı yaşamamak adına hukuki destek almanız tavsiye edilmektedir.

 

 

The post TRAFİK CEZASINA İTİRAZ appeared first on Selçuklu Hukuk Bürosu.

]]>
UYUŞTURUCU MADDE KULLANMA SUÇU https://www.selcukluhukuk.com/uyusturucu-madde-kullanma-sucu/ Mon, 03 Jun 2024 10:59:14 +0000 https://www.selcukluhukuk.com/?p=2611 UYUŞTURUCU MADDE KULLANMA SUÇU NEDİR ? UYUŞTURUCU MADDE KULLANMAK SUÇ MUDUR? Uyuşturucu madde kulanma suçu TCK’nın 191. Maddesinde düzenlenmiştir ve uyuşturucu madde kullanmak suçtur. Buna göre uyuşturucu madde olarak kabul edilen esrar, eroin, kokain, metamfetamin vb. gibi maddeleri herhangi bir şekilde kabul eden, kullanma amacıyla bulunduran veya herhangi bir uyuşturucu madde kullanan kişi bu madde [...]

The post UYUŞTURUCU MADDE KULLANMA SUÇU appeared first on Selçuklu Hukuk Bürosu.

]]>

UYUŞTURUCU MADDE KULLANMA SUÇU NEDİR ? UYUŞTURUCU MADDE KULLANMAK SUÇ MUDUR?

Uyuşturucu madde kulanma suçu TCK’nın 191. Maddesinde düzenlenmiştir ve uyuşturucu madde kullanmak suçtur. Buna göre uyuşturucu madde olarak kabul edilen esrar, eroin, kokain, metamfetamin vb. gibi maddeleri herhangi bir şekilde kabul eden, kullanma amacıyla bulunduran veya herhangi bir uyuşturucu madde kullanan kişi bu madde uyarınca cezalandırılır.

UYUŞTURUCU MADDE KULLANMA SUÇUNUN ŞARTLARI NELERDİR?

TCK’nın 191.maddesine göre bu suçun oluşabilmesi için aşağıdaki eylemlerden en az birinin gerçekleştirilmesi yeterlidir. Yani ;

-uyuşturucu madde kullanma,

– kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma, satın alma, kabul etme veya bulundurma

eylemlerinden herhangi biri gerçekleştirilmiş ise bu suç oluşmuştur. Ancak dikkat etmek gerekir ki satma amacıyla veya 1 gram dahi uyuşturucu madde bulundurma uyuşturucu madde ticareti suçuna sebebiyet verir. Uyuşturucu madde kullanmak ile uyuşturucu madde ticareti arasındaki farklara aşağıdaki başlıklarda değinilecektir.

UYUŞTURUCU MADDE KULLANMA SUÇU İLE UYUŞTURUCU MADDE TİCARETİ YAPMA ARASINDAKİ FARKLAR NELERDİR?

Uyuşturucu madde kullanma suçu ile uyuşturucu madde ticareti yapma arasındaki farklar önemlidir ve bu iki suç tipi birbirinden ayrılmalıdır. İşte bu farkları açıklamak için bazı önemli noktalar:

  1. Amaç ve Miktar:

Uyuşturucu Madde Kullanma Suçu: Uyuşturucu maddeyi kişisel kullanım amacıyla bulundurmak veya kullanmak, uyuşturucu madde kullanma suçunu oluşturur. Bu durumda, kişinin üzerinde bulunan madde miktarı genellikle kişisel ihtiyacını aşmamalıdır.

Uyuşturucu Madde Ticareti Suçu: Uyuşturucu madde ticareti yapmak amacıyla maddeyi bulundurmak veya satmak, arz etmek,  uyuşturucu madde ticareti suçunu oluşturur. Bu durumda, kişi tarafından taşınan madde miktarı daha fazla olabilir ve ticaret amacını gösterir.

  1. Yer ve Amaç İlişkisi:

Uyuşturucu Madde Kullanma Suçu: Kişisel kullanım için uyuşturucu madde bulunduran kişiler, genellikle kolay erişilebilecek yerlerde (örneğin ev veya işyeri) maddeyi saklarlar.

Ticaret Suçu: Uyuşturucu madde ticareti yapan kişiler, maddeyi satmak veya devretmek amacıyla bulundururlar. Bu nedenle, ticaret amacı güden kişilerin uyuşturucu maddeyi daha farklı yerlerde sakladığı görülebilir.

  1. Ceza ve Hukuki Sonuçlar:

Uyuşturucu Madde Kullanma Suçu Cezası: Uyuşturucu madde kullanma veya bulundurma suçunun cezası, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasıdır.

Uyuşturucu Madde Ticaret Suçu Cezası: Uyuşturucu madde ticareti suçunun cezası, on yıldan az olmamak üzere hapis cezası ve adli para cezasıdır.

UYUŞTURUCU MADDE KULLANMA SUÇUNUN CEZASI NE KADARDIR?

TCK m.191’e göre uyuşturucu madde kullanmanın cezası 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezasıdır.

Ayrıca bu suçun ağırlatıcı maddesi olan Türk Ceza Kanunu madde 191/10’a göre; “Birinci fıkradaki fiillerin(kullanma, bulundurma); okul, yurt, hastane, kışla veya ibadethane gibi tedavi, eğitim, askerî ve sosyal amaçla toplu bulunulan bina ve tesisler ile bunların varsa çevre duvarı, tel örgü veya benzeri engel veya işaretlerle belirlenen sınırlarına iki yüz metreden yakın mesafe içindeki umumi veya umuma açık yerlerde işlenmesi hâlinde verilecek ceza yarı oranında artırılır.”

denilmektedir. Diğer bir deyişle uyuşturucu madde kullanıcısı yukarıda belirli olarak sayılan yerlerde uyuşturucu madde kullanması veya bulundurması halinde verilecek olan ceza yarı oranında artırılacaktır. Örneğin cami bahçesi içerisinde veya hastane binasında uyuşturucu madde bulundurulur veya kullanılırsa suçun alt sınırı olan 2 yıl ceza yarı oranında artırıldığında 3 yıl ceza verilecektir.

UYUŞTURUCU MADDE KULLANMA SUÇUNUN CEZASININ ERTELENMESİ

TCK’nın 51. Maddesine göre kişi hakkında verilen hapis cezasının 2 yıl veya daha az olması halinde cezanın ertelenmesi mümkündür. Ancak kişinin daha önce 3 aydan fazla hapis cezası almamış olması ve kanunda aranan diğer şartların gerçekleşmiş olması gerekir.

Uyuşturucu madde kullanma veya bulundurma suçu açısından netice olarak verilen cezanın 2 yıl veya 2 yıldan daha az olması halinde erteleme kararı verilebilir.

UYUŞTURUCU MADDE KULLANMA SUÇUNDA HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASINA ( HAGB ) KARAR VERİLİR Mİ ?

Uyuşturucu madde kullanma suçunda HAGB kararı verilmesi suçun cezasının 2 yıl veya daha az olması şartına ve kanunda öngörülen diğer şartların hep birlikte gerçekleşmesine bağlıdır. Sanık hakkında HAGB kararı verilebilmesi için;

  • İşlenen suçun cezasının 2 yıl veya daha altında olması,
  • Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkum olmamış olması,
  • Mahkemece sanığın yeniden suç işlemeyeceğine dair kanaat oluşması,
  • Mağdurun kamunun veya mağdurun uğramış olduğu zararları gidermiş olması,
  • Hakkında HAGB uygulanmasını kabul etmiş olması gereklidir.

Bu şartlar dahilinde uyuşturucu madde kullanma suçundan dolayı HAGB kararı verilebilir.

Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasıyla ilgili yazımıza aşağıdaki linkten erişebilirsiniz.

HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASI – HAGB NEDİR ?

UYUŞTURUCU MADDE KULLANMA SUÇUNDA ETKİN PİŞMANLIK

Uyuşturucu madde kullanma suçunda etkin pişmanlık hükümleri 3 farklı şekilde uygulanmaktadır.

TCK’nın 192/2-3-4 fıkralarına göre ;

1- Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alan, kabul eden veya bulunduran kişi, resmi makamlar tarafından haber alınmadan önce, bu maddeyi kimden, nerede ve ne zaman temin ettiğini merciine haber vererek suçluların yakalanmalarını veya uyuşturucu veya uyarıcı maddenin ele geçirilmesini kolaylaştırırsa, hakkında cezaya hükmolunmaz.

2-  Bu suç haber alındıktan sonra gönüllü olarak, suçun meydana çıkmasına ve fail veya diğer suç ortaklarının yakalanmasına hizmet ve yardım eden kişi hakkında verilecek ceza, yardımın niteliğine göre dörtte birden yarısına kadarı indirilir.

3- Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanan kişi, hakkında kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmaktan dolayı soruşturma başlatılmadan önce resmi makamlara veya sağlık kuruluşlarına başvurarak tedavi ettirilmesini isterse, cezaya hükmolunmaz.

 

UYUŞTURUCU MADDE KİŞİSEL KULLANIM SINIRI

Uyuşturucu madde kullanım sınırına ilişkin kesin bir sınırlama veya belirleme bulunmamaktadır. Ancak Yargıtay Ceza Daireleri’nin kararları ile kullanma ilişkin bir çerçeve oluşturulmuştur. Yine de ele geçirilen uyuşturucu madde miktarının kullanım kişisel kullanım sınırında olup olmadığı her somut olayda ayrıca değerlendirildiği belirtilmelidir.

Buna göre ;

Esrar : Yıllık tüketim miktarı olarak kabul edilen 600-700 gram üzerindeki esrar maddesinin ele geçirilmesi halinde uyuşturucu madde ticareti suçunun unsurlarının oluşacağı kabul edilmektedir.

Kenevir : Ticari maksatla yetiştirildiğine dair başka bir delil bulunmaması halinde 15-20 kök civarında ele geçirilen hint keneviri bitkisinin kişisel kullanım sınırında kaldığı kabul edilmektedir.

Sentetik haplar : Uyuşturucu madde niteliği taşıyan sentetik haplarda ele geçirilen miktarın 50 adet veya üzerinde olması halinde uyuşturucu madde ticareti amacıyla bulundurulduğu kabul edilmektedir.

Metamfetamin : Net bir sınır olmasa da ele geçirilen metamfetamin maddesinin 10 gramın altında olması halinde kişisel kullanım sınırında olduğuna ilişkin Yargıtay kararları bulunmaktadır.

Günlük olarak : Yapılan araştırmalara göre uyuşturucu madde kullananların günlük kullanım miktarları esrar maddesinde 2 gram, eroin maddesinde 150 miligram, kokain maddesinde 60 miligram, sentetik uyuşturucu madde içeren haplarda ise 3-4 adet kabul edilmiştir.

UYUŞTURUCU MADDE KULLANMA SUÇUNDA KAMU DAVASININ AÇILMASININ ERTELENMESİ NEDİR?

Bu suçtan dolayı başlatılan soruşturmada uyuşturucu madde kullanan kişi hakkında beş yıl süreyle kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilir. Cumhuriyet savcısı, bu durumda soruşturmada uyuşturucu madde kullanan kişiyi, erteleme süresi zarfında kendisine yüklenen yükümlülüklere uygun davranmadığı veya yasakları ihlal ettiği takdirde kendisi bakımından ortaya çıkabilecek sonuçlar konusunda uyarır. Erteleme kararı kolluk birimlerine de bildirilir.

 

Erteleme süresi zarfında şüpheli hakkında asgari bir yıl süreyle denetimli serbestlik tedbiri uygulanır. Bu süre denetimli serbestlik müdürlüğünün teklifi üzerine veya resen Cumhuriyet savcısının kararı ile altışar aylık sürelerle en fazla iki yıl daha uzatılabilir. Hakkında denetimli serbestlik tedbiri verilen kişi, gerek görülmesi hâlinde denetimli serbestlik süresi içinde tedaviye tabi tutulabilir. Cumhuriyet savcısı, erteleme süresi zarfında uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanıp kullanmadığını tespit etmek için yılda en az iki defa şüphelinin ilgili kuruma sevkine karar verir.

 

Uyuşturucu madde kullanan kişi erteleme süresi zarfında belirtilen yükümlülüklere aykırı davranmadığı ve yasakları ihlal etmediği takdirde, hakkında kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilir.

Ceza hukukundaki ceza avukatı verilen hizmetlerimize ve diğer yazılarımıza aşağıdaki linkten erişebilirsiniz.

Ceza Hukuku

UYUŞTURUCU MADDE KULLANMA SUÇUNDA DENETİMLİ SERBESTLİKTE UYUŞTURUCU KULLANILMASI DURUMUNDA NE OLUR ?

Uyuşturucu madde kullanan kişinin, erteleme süresi zarfında;

 

  1. a) Kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi,

 

  1. b) Tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması,

 

  1. c) Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması,

 

hâlinde, hakkında kamu davası açılır.

 

UYUŞTURUCU MADDE KULLANMA SUÇUNUN ZAMANAŞIMI KAÇ YILDIR?

Uyuşturucu madde kullanma veya bulundurma suçunda zamanaşımı süresi, 8 yıl olarak belirlenmiştir. Bu süre içerisinde kişiye dava açılması ve soruşturmanın başlatılması gerekmektedir1. Uyuşturucu madde kullanma suçu, TCK m. 191’de öngörülen ceza miktarıyla değerlendirilir. Bu hükme göre, uyuşturucu madde kullanma suçunun zamanaşımı olağan 8 yıl, olağanüstü durumlarda ise 12 yıldır.

Bu suçla ilgili süreçlerin doğru takip edilmesi son derece önemlidir. Uyuşturucu kullanma suçu yanlış değerlendirme sonucu uyuşturucu ticareti olarak sonuçlanabilir. Bu sebeple ceza avukatından profesyonel yardım alınmasını tavsiye ederiz.

 

The post UYUŞTURUCU MADDE KULLANMA SUÇU appeared first on Selçuklu Hukuk Bürosu.

]]>
Cumhurbaşkanına Hakaret Cezası Ne Kadardır? https://www.selcukluhukuk.com/cumhurbaskanina-hakaret-cezasi-ne-kadardir/ Fri, 17 May 2024 13:16:41 +0000 https://www.selcukluhukuk.com/?p=2560 Cumhurbaşkanına Hakaret Suçu ve Cezası Cumhurbaşkanına Hakaret Cezası Ne Kadardır? Cumhurbaşkanına hakaret suçu ve cezası cumhurbaşkanına hakaret cezası ne kadardır sorusunu, kanundaki düzenleme ve suçun unsurlarını göre incelemeye çalışacağız. Cumhurbaşkanı’na hakaret suçu TCK md. 299’da şu şekilde düzenlenmiştir:  (1) Cumhurbaşkanına hakaret eden kişi, bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (2)  Suçun alenen işlenmesi [...]

The post Cumhurbaşkanına Hakaret Cezası Ne Kadardır? appeared first on Selçuklu Hukuk Bürosu.

]]>
Cumhurbaşkanına Hakaret Suçu ve Cezası Cumhurbaşkanına Hakaret Cezası Ne Kadardır?

Cumhurbaşkanına hakaret suçu ve cezası cumhurbaşkanına hakaret cezası ne kadardır sorusunu, kanundaki düzenleme ve suçun unsurlarını göre incelemeye çalışacağız. Cumhurbaşkanı’na hakaret suçu TCK md. 299’da şu şekilde düzenlenmiştir:

 (1) Cumhurbaşkanına hakaret eden kişi, bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(2)  Suçun alenen işlenmesi hâlinde, verilecek ceza altıda biri oranında artırılır.

(3) Bu suçtan dolayı kovuşturma yapılması, Adalet Bakanının iznine bağlıdır.

 

 

Buna göre Cumhurbaşkanı’na hakaret suçunun karşılığı 1-4 yıl arasında hapis cezasıdır. Eğer hakaret, alenen yapılırsa (örneğin kalabalık bir meydanda, sosyal medyada, televizyon aracılığıyla, basın yayın yoluyla gibi) verilen hapis cezası 1 yıl 2 ay ile 4 yıl 8 ay arasında değişebilecektir.

Cumhurbaşkanı, devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü temsil eder. Dolayısıyla Cumhurbaşkanına hakaret devlete ve millete hakaret kabul edilmiş, milletin ve devletin şeref ve onurunu korumak adına bu makama yapılan hakaretler suç kabul edilmiştir.

Suçun unsurlarını açısından değerlendirildiğinde:

Cumhurbaşkanı’na hakaret suçunu herkes işleyebilir. Buna karşın, diplomatik temsilcilerin ve yasama dokunulmazlığına ve yasama sorumsuzluğuna sahip olan milletvekillerinin Cumhurbaşkanı’na hakaret etmeleri durumu istisnai nitelik taşımaktadır.

Hakaret doğrudan Cumhurbaşkanına yönelmelidir. Doğrudan Cumhurbaşkanı’na yönelmeyen şu ifadeler Yargıtay tarafından Cumhurbaşkanı’na hakaret olarak değerlendirilmemiştir: (Yargıtay 16. CD, K.T. 26.9.2017, E. 2016/3871, K. 2017/4964)

“”tutuklu polislerin tamamı tahliye olduğuna göre demek ki neymiş bu devleti sülük misali emenler paralelciler dediğiniz insanlar değil paralı ellermiş ALLAH’IN İZNİYLE GELİYORLAR KORKMA TİTRE…”

Cumhurbaşkanı’nın kendisine değil de onun yerine bu makama vekâleten bakan kişiye karşı ya da Cumhurbaşkanı’nın ailesine karşı yapılan hakaretlerin, eğer Cumhurbaşkanı’na etki eden, ona yansıyan bir yönü bulunmakta ise bu eylemin de Cumhurbaşkanı’na hakaret olarak değerlendirileceği, aksi durumda hakaret suçu kapsamında değerlendirileceği ifade edilmektedir.

 

Hakaret Suçu Nedir?

Hakaret suçu, insanın şerefine karşı suçlar arasında yer almaktadır. Hakaret, bireyin manevi varlığına karşı bir saldırıdır. Dolayısıyla kişinin maddi ve manevi varlığını korumak devletin temel vazifeleri arasında yer almaktadır (1982 Any. md. 17). Bu kapsamda Türk Ceza Kanunu sistematiğinde bireylerin şerefine, onuruna,  karşı hakaret suçu TCK md .125/1 ile şu şekilde tanımlanmaktadır:

Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Mağdurun gıyabında hakaretin cezalandırılabilmesi için fiilin en az üç kişiyle ihtilat ederek işlenmesi gerekir.

 

Hakaret Suçu Cezası Nedir?

Hakaret suçunun cezası farklı ihtimallere göre değişiklik göstermektedir. TCK md. 125/2’ye göre:

Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat etmek veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldırmak 3 aydan 2 yıla kadar sahip cezası veya adli para cezası
Hakaretin mağduru muhatap alarak fakat sesli, yazılı veya görüntülü bir iletiyle işlenmesi 3 aydan 2 yıla kadar sahip cezası veya adli para cezası
Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı hakaret 1 yıldan 2 yıla kadar hapis cezası
Bir kimseye karşı, dini, siyasi, sosyal, felsefi inanç, düşünce ve kanaatlerini açıklamasından, değiştirmesinden, yaymaya çalışmasından, mensup olduğu dinin emir ve yasaklarına uygun davranmasından dolayı hakaret 1 yıldan 2 yıla kadar hapis cezası
 Kişinin mensup bulunduğu dine göre kutsal sayılan değerlerden bahisle hakaret 1 yıldan 2 yıla kadar hapis cezası

 

Yukarıda sayılı haller dışında, hakaretin alenen işlenmesi durumunda, hükmolunan ceza 1/6 oranında arttırılır.

Kurul hâlinde çalışan kamu görevlilerine görevlerinden dolayı hakaret edilmesi hâlinde suç, kurulu oluşturan üyelere karşı işlenmiş sayılır. Ancak, bu durumda zincirleme suça ilişkin madde hükümleri uygulanır. 

 

Cumhurbaşkanına Hakaret Suçunda Adli Para Cezası Bulunmakta Mıdır?

Hakaret suçunda, yukarıda görüldüğü üzere, adli para cezasına hükmedilebilmektedir. Fakat Cumhurbaşkanına Hakaret suçu bakımından adli para cezasına hükmedilemez. TCK md. 299 ile söz konusu suçun karşılığı olarak yalnızca hapis cezası öngörülmüştür.

Cumhurbaşkanına Hakaret Suçu Sicile İşler Mi?

Mahkemenin kararı, hakaretin gerçekleştiği yönünde olursa farklı ihtimaller gündeme gelir. Buna göre:

2 Yıldan daha az hapis cezasına hükmedilmiş ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş ise, 5 yıl içinde bir suç işlenmemesi halinde hakaretten alınan ceza sicile işlenmez.

Hapis cezası, 2 yıl ve üzeri ise, bu durumda hapis cezası sicile işler.

Cumhurbaşkanına Hakaret Edeni Nasıl Şikayet Edilir?

Bir kişinin Cumhurbaşkanı’na hakaret ettiği iddiasıyla her vatandaş, Cumhuriyet Başsavcılığı’na vereceği bir dilekçe ile durumu bildirebilir. Buna karşın bu suç tipi şikâyete tabi değildir. Kamu makamları resen inceleme başlatabilir.

Cumhurbaşkanına hakaret suçu için öngörülen zamanaşımı süresi ise 8 yıldır.

Adalet Bakanlığı’nın İzni Şart Mıdır?

TCK md. 299/3’e göre Adalet Bakanlığı’nın izni alınarak fail hakkında kamu davası açılabilir. Yargıtay, Cumhurbaşkanı’na “şerefsiz” diyen birine açılan kamu davasının izin şartını sağlamadığı için DÜŞME ile sonuçlanması gerektiğine şu şekilde hükmetmiştir: (Yargıtay 16. Ceza Dairesi, K.T. 14.9.2018, E. 2017/3601, K. 2018/2785)

“Ceza Muhakemesinde yargılama şartı yargılama yapılmasının bazı şartlara tabi tutulması olarak tanımlanmıştır. Mahkeme yargılama şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğini re’sen araştırır. Burada söz konusu olan “şart” “olmazsa olmaz” (sine qua non) anlamındaki şarttır. Yani şartın bulunmaması yargılamaya engel olur, sanık cezalandırılamaz. İzin şartı da bir yargılama şartıdır. Kanun koyucu bazı suçlardan dolayı dava açılmasının uygunluğu bakımından tereddüte düşmüş ve tereddüt yenilinceye kadar dava açılmasın demiştir (Feridun Yenisey, Ayşe Nuhoğlu Ceza Muhakemesi Hukuku S.573 v.d) Bir yargılama şartı olan Adalet Bakanının izninin kural olarak soruşturma aşamasında alınması gerekmektedir. Ancak izin alınmadan açılan kamu davasını yanlışlıkla kabul eden mahkemenin durumu fark ettiğinde derhal DURMA kararı vererek izin talep etmesi izin verilirse yargılamaya devam ederek hüküm kurması, izin verilmez ise CMK 223/8 maddesi uyarınca DÜŞME kararı vermesi gerekmektedir.”

Cumhurbaşkanına Hakaret Suçu Nasıl İspatlanır?

İspat, çeşitli araçla olmaktadır. Sosyal medya hesabından yapılan paylaşım, yazılı beyanlar ya da kamera kayıtları bu açıdan delil olacaktır. Diğer yandan elde edilen delilin meşru yollarla elde edilmiş olması önemlidir.

Delil değerlendirmek bakımından yargısal makamlar, siyasi eleştiri ile hakaret arasında bir denge tutturmak durumundadır. Yargıtay’a göre: (Yargıtay K.T. 19.10.2021, E. 2017/16-1106, K. 2021/481)

“Demokratik bir toplumda siyasetçilere diğer siyasetçileri, hükûmet mensuplarını ve kamu görevlilerini eleştirme ve onlar hakkında yorum yapma hakkı tanınmış olduğu, seçmenlerini temsil eden, onların taleplerini, endişelerini ve düşüncelerini politik alana aktaran ve çıkarlarını savunan, seçilmiş kimseler için ifade özgürlüğünün özellikle değerli olduğu, bu sebeple müdahale eğer bir siyasetçinin ifade özgürlüğüne yönelik ise başvuruların çok daha sıkı bir denetimden geçirilmesi gerektiği göz önüne alındığında ve sanığın konuşma içeriği bir bütün olarak değerlendirildiğinde; sözlerinin ağır eleştiri niteliğinde olup mağdurun onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyuta ulaşmadığı, bu nedenle sanığa atılı Cumhurbaşkanına hakaret suçunun unsurları itibarıyla oluşmadığı kabul edilmelidir.

 

Cumhurbaşkanına Hakaret Sadece Sözle Mi Olur?

Cumhurbaşkanı’na hakaret sözle olabileceği gibi davranışla da olabilir. Örneğin Cumhurbaşkanlığı forsu da bulunan bir afişin öfke ve hiddetle yırtılması bu şekilde hakaret olarak değerlendirilmiştir: (Yargıtay 6. CD, K.T .29.12.2017, E. 2016/5170, K. 2017/5835)

“Dosya kapsamına göre, suça sürüklenen çocuk … ile sanıklar … ve …’ın 02.06.2015 tarihinde Sayın Cumhurbaşkanı …’ın Manisa ilinde gerçekleşecek açık hava toplantısı için asılan ve üzerinde Cumhurbaşkanlığı forsu ile Sayın Cumhurbaşkanının resmi bulunan afişleri yırtmak suretiyle gerçekleşen eylemlerinin Cumhurbaşkanına hakaret eylemi kapsamında kaldığı gözetilmeden suça sürüklenen çocuk ve sanıkların mahkumiyetleri yerine beraatlerine karar verilmesinde isabet görülmemiştir”

Cumhurbaşkanına Hakaret Suçundan Tutuklama Olur Mu?

Eğer şartlarının oluştuğu düşünülmekte ise ,Cumhurbaşkanı’na hakaret dolayısıyla tutuklama kararı verilebilir. Fakat bu suç tipi, tutuklama şartlarını taşıyıp taşımadığı gözetilmeyen katalog suçlar arasında değildir. Bu nedenle ilgili suç tipi nedeniyle tutuklama kararı verilmesi, tartışmalıdır.

Cumhurbaşkanına Hakaret Davası Nasıl Sonuçlanır?

Cumhurbaşkanına hakaret suçundan yapılan yargılamalar açısından, davanın nasıl sonuçlanacağına dair baz prensipler belirlemiştir. Bu prensipler aynı zamanda, delillerin ve ifadelerin değerlendirilmesine dair ölçütlerdir. Buna göre, sanığın, Cumhurbaşkanına karşı olan hakaret: (Yargıtay 16. CD., 2019/11164 E., 2020/2033 K., Karar Tarihi:13.03.2020)

  • Sanığın eyleminin toplumun gelişmesine katkı sunan bir değer içerip içermediği,
  • Söylendiği ortam ve zamanlama itibariyle toplumsal barışı ve kamu düzenini sarsıp sarsmadığı ya da bozma riski taşıması ve
  • Eleştiri sınırını aşarak açık bir şekilde Cumhurbaşkanının onur, şeref ve saygınlığına yönelik olup olmadığını değerlendirmektedir.

Bu kapsamda, Yargıtay, şu değerlendirmeyi ve açıklamayı siyasi eleştiri olarak değerlendirmiştir: (Yargıtay K.T. 19.10.2021, E. 2017/16-1106, K. 2021/481)

“Emniyet görevlilerince düzenlenen CD çözüm tutanağına göre; … ili, Cumhuriyet Meydanında sanık tarafından yapılan konuşma metninin “…Sadece ve sadece bize Atatürk’ün koyduğu laik, demokratik hukuk Türkiye Cumhuriyetinde kardeşçe yaşarken saraya gönderdiğimiz saray (…). 400 vekil, 131 oldu 131. 400 vekile 400 şehit hesabı mı yaptın utanmıyor musun Allahtan korkmuyor musun, sana vahiyle mi geldi bu hükümet Allah’ın kitabında mı var … Türkiye’nin başına bela olacak diye. Özel mi gönderildin, hangi projesin sen nesin git kardeşim otur çoluğunun çocuğunun yanında ayakkabı kutularındaki parayı say ömrünü tamamlarsın zaten. … Elini şehit cenazesi tabutu üzerine koyarak kibirli bir şekilde kimseye hava atamazsın.(…)”

Siyasi eleştiriler ağır da olabilir. Önemli olan eleştiri seviyesinde kalmasıdır. Buna göre: (Yargıtay 16. Ceza Dairesi, K.T. 6.3.2020, E. 2020/2262, . 2020/1804)

 “Sanığın, facebook adlı sosyal paylaşım sitesinde 31/07/2016 tarihinde Cumhurbaşkanı … ve 11. Cumhurbaşkanı ….’ün resimlerinin üst tarafına “şimdi anladınız mı düzmece bir darbe sonrasında neden bahar temizliği yapıldığını.. Şeriata çeyrek kala” ve 16/07/2019 tarihinde “…sırf başkanlığı garantilemek için oynadığın bu oyunda gencecik askerleri pis yobaz yandaşların önüne attınoyundan habersiz mehmetçiklerin kafasını kestirdin…yıllardır döktüğün kanda boğulmanı dilerim.” şeklindeki paylaşımlarının Cumhurbaşkanına hakaret eylemi olarak değerlendirilerek Türk Ceza Kanunu’nun 299/3. maddesi uyarınca kovuşturma izni verildiği, sanığın Cumhurbaşkanına yönelik, bahse konu sözleri içeren paylaşımlarda bulunmak suretiyle üzerine atılı suçu işlediğinin sabit olduğu gözetilmeden, sanığın mahkumiyeti yerine yazılı şekilde beraatine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.”

Fakat Cumhurbaşkanı’nın doğrudan şahsına yönelen ifadeler hakaret olarak kabul edilmiş ve Yargıtay tarafından Cumhurbaşkanı’na hakaret suçunun maddi unsuru olarak değerlendirilmiştir: (Yargıtay 16. Ceza Dairesi, K.T. 28.1.2021, E. 2020/7346, K. 2021/271)

“Sanığın 19/07/2016 tarihinde Facebook hesabında “Gönder gitsin, darbeye destek vermiyorum ama tayyiti sizin gibi baştacı da etmiyorum” şeklinde paylaşımda bulunduğu somut olayda; Mahkemece, her ne kadar sanığın paylaşımının yer ve zaman unsurları da dikkate alındığında, katılanın onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmayıp, eleştiri niteliğinde bulunduğu ve ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiğinden bahisle atılı suçun yasal unsurları bulunmadığı gerekçesiyle sanığın beraatine karar verilmiş ise de; sanığın Cumhurbaşkanına hitaben kullandığı “Tayyit” şeklindeki sözün incitici, küçük düşürücü ve Cumhurbaşkanının toplum içindeki saygınlığını zedeleyici mahiyette olması nedeniyle hakaret vasfı taşıdığı gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.”

Hakaret Davası Kaç Yıl Sürer?

Ceza yargılaması bakımından net bir süre tahmini yapılamaz. Buna kaşrın uygulamada genel olarak şöyle bir süre hesabından bahsedilebilir:

  • İlk derece mahkemesinde 1-2 yıl
  • Bölge Adliye Mahkemesinde (İstinaf) 1-2 yıl
  • Yargıtay’da (Temyiz) 2-3 yıl sürer.

Hakaret Davasında Tazminat Talep Edilebilir Mi?

Cumhurbaşkanına hakaret davasında tazminat talep edilemez. Tazminat, hukuk yargılamasında talep edilebilir. Bunun için Cumhurbaşkanı, kişilik haklarının zedelendiği gerekçesiyle, hakaret edene karşı bizzat manevi tazminat davası açabilir.

Hakaret Davası Açma Ücreti Ne Kadar?

Ceza yargılamasında, hakaret davasının açılması açısından bir bedel söz konusu değildir. Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulabilir. Buna karşın davanın, müşteki sıfatıyla bir avukat tarafından takip edilmesi durumunda, vekalet ücreti gündeme gelecektir. Bu konudaki yazımızı buradan okuyabilirsiniz.

The post Cumhurbaşkanına Hakaret Cezası Ne Kadardır? appeared first on Selçuklu Hukuk Bürosu.

]]>
SERİ MUHAKEME USULÜ https://www.selcukluhukuk.com/seri-muhakeme-usu/ https://www.selcukluhukuk.com/seri-muhakeme-usu/#respond Thu, 19 Jan 2023 17:36:16 +0000 https://www.selcukluhukuk.com/?p=2317 Seri Muhakeme Usulü Nedir? Seri Muhakeme Usulü CMK m. 250’ de düzenlenmiştir. Cumhuriyet savcısının yürüttüğü soruşturma evresinin sonunda, CMK m. 250/1’de sayılan suçlarda, Cumhuriyet savcısının kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar vermediği takdirde, şüphelinin, bu usul hakkında müdafi huzurunda bilgilendirilmesi ve kabul etmesi şartıyla, savcılığın suçun cezasına yarı oranında indirim uygulamak suretiyle belirlediği, yaptırımın da asliye [...]

The post SERİ MUHAKEME USULÜ appeared first on Selçuklu Hukuk Bürosu.

]]>
Seri Muhakeme Usulü Nedir?

Seri Muhakeme Usulü CMK m. 250’ de düzenlenmiştir. Cumhuriyet savcısının yürüttüğü soruşturma evresinin sonunda, CMK m. 250/1’de sayılan suçlarda, Cumhuriyet savcısının kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar vermediği takdirde, şüphelinin, bu usul hakkında müdafi huzurunda bilgilendirilmesi ve kabul etmesi şartıyla, savcılığın suçun cezasına yarı oranında indirim uygulamak suretiyle belirlediği, yaptırımın da asliye ceza mahkemesi tarafından denetlenerek hüküm kurulması ile uygulanan yargılamaya seri muhakeme usulü denir.

Seri muhakeme usulü, özellikle yoğun ceza davalarının hızlı bir şekilde yargılanmasını sağlayan bir hukuk sistemi prosedürüdür. Bu usulde, birden fazla ceza davası aynı mahkemede veya aynı hakim tarafından bir arada ele alınır, böylece yargılama süreçleri daha verimli hale gelir ve mahkemelerin iş yükü azalır. Seri muhakeme usulü, ceza davalarının daha hızlı sonuçlanmasını sağlamak amacıyla kullanılır ve genellikle benzer suçlarla ilgili davalarda uygulanır. Bu sayede ceza davaları daha etkin bir şekilde yönetilebilir ve adalet sistemi daha verimli çalışabilir.

Özetle, Cumhuriyet savcısı şüpheli hakkında iddianame düzenlemek için yeterli şüpheye ulaşsa bile sanık kabul ederse iddianame düzenlemeden, indirim uygulayarak talepname hazırlar ve bu talepnameyi mahkemeye sunar. Mahkeme ise talepnameyi denetleyerek hukuka uygun ise hükmü kurar.

Seri Muhakemeye Tabi Suçlar

CMK m. 250/1 de sayılan suçlar;
(1) Soruşturma evresi sonunda aşağıdaki suçlarla ilgili olarak kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilmediği takdirde seri muhakeme usulü uygulanır:
a) Türk Ceza Kanununda yer alan;

1. Hakkı olmayan yere tecavüz (madde 154, ikinci ve üçüncü fıkra),
2. Genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması (madde 170),
3. Trafik güvenliğini tehlikeye sokma (madde 179, ikinci ve üçüncü fıkra),
4. Gürültüye neden olma (madde 183),
5. Parada sahtecilik (madde 197, ikinci ve üçüncü fıkra),
6. Mühür bozma (madde 203),
7. Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan (madde 206),
8. Kumar oynanması için yer ve imkan sağlama (madde 228, birinci fıkra),
9. Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması (madde 268),
suçları.
b) 10/7/1953 tarihli ve 6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanunun 13 üncü maddesinin birinci, üçüncü ve beşinci fıkraları ile 15 inci maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkralarında belirtilen suçlar.
c) 31/8/1956 tarihli ve 6831 sayılı Orman Kanununun 93 üncü maddesinin birinci fıkrasında belirtilen suç.
d) 13/12/1968 tarihli ve 1072 sayılı Rulet, Tilt, Langırt ve Benzeri Oyun Alet ve Makinaları Hakkında Kanunun 2 nci maddesinde belirtilen suç.
e) 24/4/1969 tarihli ve 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun ek 2 nci maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinde belirtilen suç.

Seri Muhakeme Usulünün Uygulanamayacağı Durumlar Nelerdir?

  • Suçun iştirak hâlinde işlenmesi durumunda şüphelilerden birinin bu usulün uygulanmasını kabul etmemesi,
  • Bu kapsama giren bir suçun, kapsama girmeyen başka bir suçla birlikte işlenmiş olması,
  • Yaş küçüklüğü ve akıl hastalığı ile sağır ve dilsizlik,
  • Resmî mercilere beyan edilmiş olup da soruşturma dosyasında yer alan adreste bulunmama veya yurt dışında olma ya da başka bir nedenle şüpheliye ulaşılamaması, hallerinde uygulanmaz.

Ayrıca Suç; ön ödeme veya uzlaştırma kapsamında ise öncelikle bu yöntemler uygulanır.

Seri Muhakeme Usulü Ne Kadar Sürer – Süreç Nasıl İlerler?

1. Cumhuriyet savcılığı tarafından başlatılan Soruşturma sonrasında deliller toplanır ve ifade veya ifadeler alınır. Şüpheli hakkında yeterli delil elde edilir ve diğer şartlar da sağlanırsa seri muhakemeye tabi suçlarda seri muhakeme usulü uygulanmak zorundadır.

Seri muhakemeye tabi suç, seri muhakeme usulüne tabi olmayan başka bir suç ile birlikte işlenirse bu durumda dosyalar hakkında ayırma kararı verilir.

2. Şüpheli seri muhakeme usulü hakkında müdafi huzurunda bilgilendirilir, bu bilgilendirmeyi Cumhuriyet Savcısı ya da kolluk yapabilir. Bilgilendirmenin ardından yine müdafi huzurunda Cumhuriyet Savcısı tarafından seri muhakeme usulünün uygulanması şüpheliye teklif edilir. Şüpheliye teklifi düşünmesi için bir aya kadar makul süre verilir. Eğer şüpheli bu usulü kabul edecekse bunu müdafi huzurunda yapar.

3. Teklifin kabul edilmesi ile Cumhuriyet Savcısı; suçun alt ve üst sınırını arasında temel cezayı tespit eder ve TCK m.61’i göz önünde bulundurarak cezayı bireyselleştirir ve sonuç cezada yarı oranında indirim uygulayarak yaptırımı belirler.

TCK m. 62’de sayılan takdiri indirim nedenleri uygulanmaz.

Sonuç olarak belirlenen hapis cezası, koşullar sağlanıyorsa TCK m. 50’ye göre seçenek yaptırımlara çevrilebilir veya TCK m.51’e göre ertelenebilir.
Hapis cezası yerine uygulanabilecek seçenek yaptırımlar:

  •  Adli para cezası
  •  Mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle, tamamen giderilmesi
  •  En az iki yıl süreyle, bir meslek veya sanat edinmeyi sağlamak amacıyla, gerektiğinde barınma imkanı da bulunan bir eğitim kurumuna devam etme
  •  Mahkûm olunan cezanın yarısından bir katına kadar süreyle, belirli yerlere gitmekten veya belirli etkinlikleri yapmaktan yasaklanma
  •  Sağladığı hak ve yetkiler kötüye kullanılmak suretiyle veya gerektirdiği dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranılarak suç işlenmiş olması durumunda; mahkûm olunan cezanın yarısından bir katına kadar süreyle, ilgili ehliyet ve ruhsat belgelerinin geri alınması, belli bir meslek ve sanatı yapmaktan yasaklanma
  • Mahkûm olunan cezanın yarısından bir katına kadar süreyle ve gönüllü olmak koşuluyla kamuya yararlı bir işte çalıştırılma şeklinde sıralanabilir.

4. Cumhuriyet Savcısı tarafından talepname hazırlanır. Bu talepname ile şüpheli hakkında görevli mahkemeden seri muhakeme usulünün uygulanması yazılı olarak talep edilir. Talep yazısı isnat olunan suç, olay ve yaptırım ile uygulanması talep edilen kişiselleştirme kurumlarını içermelidir.

Eğer mahkeme talepnamede eksik veya hata tespit ederse bu noktalar belirtilerek Cumhuriyet Başsavcılığına gönderir. Bu noktalar düzeltilerek yeniden mahkemeye gönderilir.

5. Asliye Ceza Mahkemesi huzurunda müdafi dinlenir. Eğer şartlar sağlanmışsa talepname hükme bağlanır aksi durumda talep reddedilir ve soruşturma genel hükümlere göre sonuçlandırılması için C. Savcılığına gönderilir. Seri Muhakeme Usulünde kişi, hakkında hükmolunan cezaya karşı itiraz yoluna gidilebilir.

6. Seri muhakeme sürecinin tamamı bir-iki ay gibi kısa zaman zarfında sonuçlandırılır.

Seri Muhakeme Usulüne Katılmamanın Sonucu Nedir?

Şüpheli mazeretsiz olarak mahkeme huzuruna gelmezse seri muhakeme usulünden vazgeçmiş sayılır.

Seri Muhakeme Usulünde HAGB Uygulanır Mı?

Seri muhakemeye tabi suçlar dolayısıyla seri muhakeme usulü sonucunda yapılan yargılama sonunda şartları var ise hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına (HAGB)’ye karar verilebilir. HAGB (Hükmün açıklanmasının geri bırakılması) hakkındaki detaylı yazımızı da inceleyebilirsiniz.

Seri Muhakeme Usulünde İtiraz Nasıl Yapılır?

Cumhuriyet Savcısının talep ettiği ve mahkemenin verdiği karara karşı itiraz yoluna başvurulabilir. İtiraz seri muhakeme kararı veren mahkemeye yapılır. Kararı veren mahkeme itirazı yerinde bulursa kararı düzeltir, itirazı yerinde bulmazsa kararın incelenmesi için yetkili merciye gönderir.

Seri muhakeme usulünde kararlar Bölge Adliye Mahkemesi ve Yargıtay denetiminden geçmeden kesinleşir bu sebeple seri muhakeme sonucunda verilen karara karşı kanun yararına bozma yoluna gidilebilir.

Seri Muhakeme Usulü Hakkında Kısa Bilgiler

  1. Şüpheli iddianamenin düzenlenmesine kadar seri muhakemeye tabi suç için Cumhuriyet Savcısına başvurarak seri muhakeme usulünün uygulanmasını talep edebilir.
  2. Şüpheli mahkeme tarafından hüküm kuruluncaya kadar seri muhakeme usulünün uygulanması kararından vazgeçebilir.
  3. Seri muhakeme usulü tamamlanamazsa veya soruşturma genel hükümlere göre sonuçlandırılırsa şüphelinin seri muhakeme usulünün uygulanması için verdiği beyanlar, imzaladığı belgeler aleyhinde delil olarak kullanılamaz.
  4. İştirak halinde işlenen suçlarda her şüphelinin bu usulün uygulanmasını kabul etmesi gerekir.

Selçuklu Hukuk Bürosu – Ceza Avukatı

Selçuklu Hukuk Bürosu ekibi uzman ceza avukatı hizmeti sunmaktadır. Ceza avukatı olarak mağdur – şüpheli – sanık konumunda olan kişilere Ankara ve diğer tüm illerde danışmanlık ve avukatlık hizmeti sunmaktadır.
Selçuklu Hukuk Bürosu, seri muhakemeye tabi suçlarda uzman ceza avukatı olarak, müvekkillerinin en iyi sonuca ulaşması için Ankara ve diğer tüm illerde avukat hizmeti sunmaktadır.

Av. Arb. Muhammed Ali BEDÜK
Stj. Av. Furkan KILIÇ

The post SERİ MUHAKEME USULÜ appeared first on Selçuklu Hukuk Bürosu.

]]>
https://www.selcukluhukuk.com/seri-muhakeme-usu/feed/ 0
HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASI – HAGB NEDİR ? https://www.selcukluhukuk.com/hukmun-aciklanmasinin-geri-birakilmasi-hagb-nedir/ https://www.selcukluhukuk.com/hukmun-aciklanmasinin-geri-birakilmasi-hagb-nedir/#respond Sat, 14 Jan 2023 22:10:14 +0000 https://www.selcukluhukuk.com/?p=2311 Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması – HAGB Nedir? Hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) kurumu, CMK m. 231 ve devamında düzenlenmiştir. Hükmün açıklanması ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması  MADDE 231 – (1) Duruşma sonunda, 232 nci maddede belirtilen esaslara göre duruşma tutanağına geçirilen hüküm fıkrası okunarak gerekçesi ana çizgileriyle anlatılır.  (2) Hazır bulunan sanığa ayrıca başvurabileceği kanun [...]

The post HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASI – HAGB NEDİR ? appeared first on Selçuklu Hukuk Bürosu.

]]>
Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması – HAGB Nedir?

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) kurumu, CMK m. 231 ve devamında düzenlenmiştir.

Hükmün açıklanması ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması

 MADDE 231 – (1) Duruşma sonunda, 232 nci maddede belirtilen esaslara göre duruşma tutanağına geçirilen hüküm fıkrası okunarak gerekçesi ana çizgileriyle anlatılır.

 (2) Hazır bulunan sanığa ayrıca başvurabileceği kanun yolları, mercii ve süresi bildirilir.

 (3) Beraat eden sanığa, tazminat isteyebileceği bir hâl varsa bu da bildirilir.

 (4) Hüküm fıkrası herkes tarafından ayakta dinlenir.

 (5) Sanığa yüklenen suçtan dolayı yapılan yargılama sonunda hükmolunan ceza iki yıl veya daha az süreli hapis veya adlî para cezası ise; mahkemece, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilir. Uzlaşmaya ilişkin hükümler saklıdır. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, kurulan hükmün sanık hakkında bir hukukî sonuç doğurmamasını ifade eder.

 (6) Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için;

  1. a) Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmamış bulunması,
  2. b) Mahkemece, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması,
  3. c) Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi,gerekir. Sanığın kabul etmemesi hâlinde, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmez.

 (7) Açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen hükümde, mahkûm olunan hapis cezası ertelenemez ve kısa süreli olması halinde seçenek yaptırımlara çevrilemez.

 (8) Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının verilmesi halinde sanık, beş yıl süreyle denetim süresine tâbi tutulur. (EKLENMİŞ CÜMLE RGT: 28.06.2014 RG NO: 29044 KANUN NO: 6545/72) Denetim süresi içinde, kişi hakkında kasıtlı bir suç nedeniyle bir daha hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemez. Bu süre içinde bir yıldan fazla olmamak üzere mahkemenin belirleyeceği süreyle, sanığın denetimli serbestlik tedbiri olarak;

  1. a) Bir meslek veya sanat sahibi olmaması halinde, meslek veya sanat sahibi olmasını sağlamak amacıyla bir eğitim programına devam etmesine,
  2. b) Bir meslek veya sanat sahibi olması halinde, bir kamu kurumunda veya özel olarak aynı meslek veya sanatı icra eden bir başkasının gözetimi altında ücret karşılığında çalıştırılmasına,
  3. c) Belli yerlere gitmekten yasaklanmasına, belli yerlere devam etmek hususunda yükümlü kılınmasına ya da takdir edilecek başka yükümlülüğü yerine getirmesine, karar verilebilir. Denetim süresi içinde dava zamanaşımı durur.

(9) Altıncı fıkranın (c) bendinde belirtilen koşulu derhal yerine getiremediği takdirde; sanık hakkında mağdura veya kamuya verdiği zararı denetim süresince aylık taksitler halinde ödemek suretiyle tamamen gidermesi koşuluyla da hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilebilir.

 (10) Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlenmediği ve denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere uygun davranıldığı takdirde, açıklanması geri bırakılan hüküm ortadan kaldırılarak, davanın düşmesi kararı verilir.

 (11) Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranması halinde, mahkeme hükmü açıklar. Ancak mahkeme, kendisine yüklenen yükümlülükleri yerine getiremeyen sanığın durumunu değerlendirerek; cezanın yarısına kadar belirleyeceği bir kısmının infaz edilmemesine ya da koşullarının varlığı halinde hükümdeki hapis cezasının ertelenmesine veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine karar vererek yeni bir mahkûmiyet hükmü kurabilir.

 (13) Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı, bunlara mahsus bir sisteme kaydedilir. Bu kayıtlar, ancak bir soruşturma veya kovuşturmayla bağlantılı olarak Cumhuriyet savcısı, hâkim veya mahkeme tarafından istenmesi halinde, bu maddede belirtilen amaç için kullanılabilir.

 (14) Bu maddenin hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin hükümleri, Anayasa’nın 174 üncü maddesinde koruma altına alınan inkılâp kanunlarında yer alan suçlarla ilgili olarak uygulanmaz.

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) özetle; sanık hakkında kurulan hükmün eğer sanık, denetim süresi içerisinde yükümlülüklerine uygun davranması halinde hukuki bir sonuç doğurmayacağını ifade eder. Yani sanık bu denetim süresinde kasten bir suç işlemez ise, denetim süresinin sonunda dava düşer ve adeta sanık suçtan önceki durumuna geri döner.

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Şartları – HAGB şartları Nelerdir?

  1. Sanığa yüklenen suçtan dolayı yapılan yargılama sonunda hükmolunan ceza, iki (2) yıl veya daha az süreli hapis veya adlî para cezası olmalı,

Suçun taksirle veya kasten işlenmesi önem arz etmez. Önemli olan hükmolunan cezanın süresidir.

Hapis cezasından çevrilen adli para cezalarında HAGB uygulanamaz ancak adli para cezalarının doğrudan verildiği hallerde HAGB uygulanabilir.

  1. Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmamış bulunması,

Burada önemli olan cezanın süresi değildir. Önemli olan suçun kastla mı taksirle mi işlendiğidir. Örneğin daha önceden taksirle işlenen bir suçtan dolayı 3 yıl hapis cezası alan bir kimse hakkında HAGB kurumu uygulanabilirken kasten işlenen bir suçtan dolayı daha önceden 3 ay hapis cezası alan bir kimse hakkında HAGB kurumu uygulanamaz.

  1. Mahkemece, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması,

Sanığın duruşma aşamalarında ve savunmasındaki söylem ve davranışlarında mahkemenin ulaşacağı kanaate göre karar verilir.

  1. Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi,

 

Manevi zarar veya dolaylı zararlar bu şarta dahil değildir. Örneğin mala zarar verme suçu işlenmişse bu suçtan dolayı oluşan zararın tazmin edilmesi gerekmektedir. Örneği açmak gerekirse mala zarar verme suçunun, araç camının kırılması olduğunu ve cam bedelinin 2.000,00-TL olduğunu varsayalım. Bu örneğe göre sanığın HAGB kapsamından yararlanabilmesi için mağdurun cam zararını yani 2.000,00-TL’sini ödemesi gereklidir. Aksi halde HAGB’nin diğer şartları tamam olsa bile sanığın bu kurumdan yararlanması mümkün olmayacaktır. Ancak mala verilen zarar sonucu manevi olarak etkilendiğini söyleyen mağdurun istediği manevi tazminat bu kapsama girmez.

  1. Bu şartlar sağlanırsa ve sanık HAGB kararının verilmesini kabul ederse HAGB kararı verilir.

Mahkemenin HAGB kararı verebilmesi için sanığın bunu açıkça kabul etmesi gereklidir. Aksi halde mahkeme HAGB kararı veremeyecektir.

 

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Verilemeyecek Suçlar Nelerdir?

Genel kural, yukarıdaki şartlar oluştuğunda HAGB kurumunun uygulanmasıdır ancak özel kanunlarda belirtilen HAGB kararı verilemeyecek suçlar hakkında bu kurum uygulanamayacaktır.

  • 1.477 sayılı disiplin mahkemeleri kuruluşu, yargılama usulü ve disiplin suç ve cezaları hakkında kanun kapsamında disiplin suç ve cezaları.
  • 2.Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak suçu.
  • 3.Anayasa’nın 174. maddesinde koruma altına alınan inkılap kanunlarında yer alan suçlar.
  • 4.Disiplin hapsi ve tazyik hapsi gerektiren fiiller.
  • 5.İcra İflas Kanunu’nda yer alan suçlar
  • 6.İmar kirliliğine neden olma suçu
  • 7.Şike ve teşvik suçları
  • 8.6222 sayılı Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun kapsamında kalan suçlar

 

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Süreci Nasıl İşler?

Yapılan yargılamada sanık hakkında 2 yıl veya daha az süreli hapis veya adli para cezası verilmiş olması gerekmektedir.

Sanık HAGB kararının verilmesini kabul etmelidir.

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verildiğinde sanık 5 yıl süre (sanık 18 yaşından küçük ise denetim süresi 3 senedir) ile denetim altına alınır. Bu 5 yıl içinde en fazla 1 yıl için sanık hakkında;

  • Bir meslek veya sanat sahibi olmaması halinde, meslek veya sanat sahibi olmasını sağlamak amacıyla bir eğitim programına devam etmesine,
  • Bir meslek veya sanat sahibi olması halinde, bir kamu kurumunda veya özel olarak aynı meslek veya sanatı icra eden bir başkasının gözetimi altında ücret karşılığında çalıştırılmasına,
  • Belli yerlere gitmekten yasaklanmasına, belli yerlere devam etmek hususunda yükümlü kılınmasına ya da takdir edilecek başka yükümlülüğü yerine getirmesine,

Kararı verilebilir.

 

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Kararından Sonra Suç İşlenirse – (HAGB Suç İşleme) Ne Olur?

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı kesinleştikten sonra kasıtlı bir suç işlenirse mahkeme hükmü açıklar ve hükmün sonuçları sanık hakkında uygulanır.

Mahkeme açıklamasını geri bıraktığı hükümde bir değişiklik yapamaz, ceza miktarını değiştiremez ancak mahkeme HAGB kararı verirken kullanmadığı erteleme veya seçenek yaptırımlara çevirme yollarına başvurabilir.

 

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Kararından Sonra Tekrar HAGB Verilebilir Mi – 2 Kez HAGB Verilebilir Mi?

HAGB karar verilen sanık hakkında kural olarak ikinci kez HAGB verilemez. Diğer bir anlatımla sanık, denetim süresi içerisinde kasıtlı bir suç işlerse bu suçla ilgili tekrar hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilemez. Ancak uygulamada bazı durumlarda istisna yapıldığı görülmektedir.

 

HAGB Kararı Adli Sicil Belgesinde (Sabıka Kaydında) Gözükür mü – HAGB Sicile İşler mi ?

HAGB kararları kişinin e-devletten veya adliyelerden aldığı adli sicil belgesinde görünmemektedir. Bu sorunun cevabını HAGB kararı sicile işlenmez, olarak verebiliriz. Böylelikle HAGB kararlarının 3. kişilerce öğrenilmesinin önüne geçilmiştir.

 

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Kararı Nereye Kaydedilir?

HAGB kararları, bu kararlara özel bir sisteme kaydedilir. Bu kayıtlara hakim ve savcılar soruşturma veya kovuşturma için gerekli olursa bakabilirler.

 

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılmasının Memurluğa Etkisi Nedir – HAGB Memurluğa Engel Mi?

Memur olmak isteyen kişiler, HAGB kararı memurluğa engel mi sorusunun cevabını merak etmektedirler.

657 sayılı Devlet Memurları kanununa göre kasten işlenen bir suçtan dolayı bir yıl veya daha fazla süreyle hapis cezası alınmasının memurluğa engel teşkil ettiği belirtilmiştir. HAGB kararı ise teknik anlamda bir hüküm olmadığından memurluğa engel teşkil etmez. Yani HAGB kararı olan kişinin diğer şartları taşıması halinde memur olmasına engel bir durum bulunmamaktadır.

 

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Kararına İtiraz Süresi ve İtiraz Mercii Neresidir?

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması bir hüküm niteliğinde olmadığından bu kararlar hakkında istinaf ve temyiz yoluna başvuru yapılamaz. HAGB kararlarına karşı ancak kararın duruşmada öğrenilmesinden veya tebliğ edilmesinden itibaren 7 gün içinde itiraz edilebilir. İtiraz HAGB kararı veren mahkemeye bir dilekçe ile veya tutanağa geçirilmek koşulu ile zabıt kâtibine beyanda bulunmak suretiyle yapılır. Kararı veren mahkeme itirazı yerinde bulursa kararı düzeltir, itirazı yerinde bulmazsa kararın incelenmesi için yetkili merciye gönderir.

 

HAGB kararlarına itirazları değerlendiren merciler şu şekildedir:

Asliye ceza mahkemesinin HAGB kararına itirazın incelenmesi, yargı çevresinde bulundukları ağır ceza mahkemesine yapılır.

Ayrıca Çocuk Mahkemeleri ve Fikri Sınai Ceza Mahkemeleri, Asliye Ceza Mahkemesi gibi kabul edildiğinden, bu mahkemelerin kararlarına itirazlarda da bu usul uygulanır.

Asliye Ceza Mahkemesi’nin HAGB itirazlara örnek:

Ankara 46. Asliye Ceza Mahkemesi’nin verdiği HAGB kararına yapılan itiraz, Ankara Ağır Ceza Mahkemesi’ne yapılmalıdır.

Ağır ceza mahkemesinin HAGB kararlarına itiraz ise:  HAGB kararını veren ağır ceza mahkemesinin sıra numarasını izleyen ağır ceza mahkemesine yapılır. HAGB kararı veren mahkeme o adliyedeki tek ağır ceza mahkemesi ise, HAGB karına itiraz en yakın ağır ceza mahkemesine yapılır.

Ağır Ceza Mahkemesi’nin HAGB itirazlara örnek:

Ankara 37. Ağır Ceza Mahkemesi’nin verdiği HAGB kararına karşı yapılan itiraz, Ankara 38. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından incelenir.

Yargıtay kararlarına göre HAGB itiraz dilekçesi incelemek üzere kendisine gönderilen mahkeme, itiraz edilen kararı hem usul hem esas açısından denetimden geçirecektir.

Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına itiraz, henüz etkin bir kanun yoluna dönüşmüş değildir. Yapılan itirazlar hakkında dosya üzerinden inceleme yapılarak karar verilmektedir.

 

Av. Arb. Muhammed Ali BEDÜK

Stj. Av. Furkan KILIÇ

 

The post HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASI – HAGB NEDİR ? appeared first on Selçuklu Hukuk Bürosu.

]]>
https://www.selcukluhukuk.com/hukmun-aciklanmasinin-geri-birakilmasi-hagb-nedir/feed/ 0